Aydın Germencik Dağyeni köylümüz 7 gündür diken üstündeydi. Topraklarımızda yer altı maden arama teşebbüsleri halkımızın 4 günlük mücadelesi sayesinde önlendi. Madenciler sondaj makinalarını söküp gitmek zorunda kaldılar.
Bazı basın organlarımızın olayı saptırmaya çalışsalar da, köylümüz Anayasamızın 56. maddesine göre, haklı bir tepkisiydi. Madde aynen şöyle; -Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.
Olayı siyasete dökmeden köy halkımız, yine Anayasamızın 34.maddesi 3.bendine göre; – ‘Herkes, önceden izin almaksızın, bu kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.’
Bu topraklar 400 yıldır, köylümüzün çalıştığı, işlediği; Dünyanın en kaliteli kuru İncirinin yetiştiği bölgedir. Aynı zamanda sofralık ve zeytin yağının çıktığı bölge.
Köylü tamamen yerüstü zenginliklerini, doğasını, havasını, suyunu, incirini ve zeytinini korumak istedi. Yer altında her türlü maden olabilir. Su kaynaklarımızın dibine, zeytinliklerimiz hemen kıyısında sondaj çakılmasını, maden armaları yapılmasını izin vermediler.
1600’lü yıllarda büyük gezgin Evliya Çelebi Germencik ovasına geldiğinde, Seyahatnamesinde; Dağlarından yağ, ovalarından bal akar yer diye yazmıştır. Gerçekten de bizim bütün zenginliğimiz verimli dağlarımızdan çam kokulu Kuru İncirler ve içilesi zeytin yağımızdır.
BU ATA TOPRAKLARINI VE DOĞAYI KORUMAK
9 Ocak Pazar günü tüm köy halkımız kadın- erkek yağmur altında yürüdüler. Hiç bir siyasi slogan atmadan. Tek slogan havama – suyuma – zeytinime – incirime ve doğamı dokunma, Madene – Madenciye Hayır pankartları ile 3 gün binin üstünde köy halkımız yürüdü. Yapılan sondajları durdurdu. Madenciler de tüm makinalarını toplayıp gittiler.
Tüm Türkiye özgür basın ve yayın yapan televizyoncular sayesinde gerçeği öğrendiler. Bazı Aydın Milletvekillerimiz de köylüye destek verdi ve bizlerle yürüdü. Bilhassa kadınlarımızın rol yapmaksınız canhıraş çığlıkları gözlerimizi yaşarttı. Köylünün bu kararlığını gören yetkililer de çareyi madencileri göndermekte buldular.
Bu topraklar benim ana-baba ata toprağım. 1919 yılında Eğe de İstiklal savaşımızın ilk kıvılcımı buradan çakılmış ve milli mücadele başlamıştır. 1919 yılı Haziran başında, rahmetli 3.Cumhurbaşkanımız Celal Bayar 15 gün köyümüzde (Galip Hoca) lakabı ile kalmış, buradan Germencik ve Denizli üzerinden Ankara’ya gitmiştir. O yıllarda kaldığı ev hala ayakta restorasyonu beklemektedir.
Değerli okurlarım, çoğunuz televizyonlarda seyretmişinizdir. Köyümüzdeki bu mücadele kesinlikle siyasi değil, topraklarımızı, suyumuzu, havamızı koruma mücadelesiydi. Tüm köy halkıma, destek veren çevreci derneklerimize, Aydın Milletvekillerimize, bilhassa eli öpülesi kadınlarımıza içten teşekkürler.
Allah’ın izni ile başarılı olduk! Biliyoruz ki altın kokusunu alan madenciler yılmayacak, tekrar geleceklerdir. Artık köylümüz bilinçlendi. Biz de daha dikkatli olacağız, hiç bir madenciyi topraklarımıza sokmayacağız.
Bizler topraklarımızda yaşamak, karnımızı doyurmak istiyoruz.
Saygılar Sevgiler
Abdurrahman Balcılar