Star Tv.in aşk ve macera dizisi “Kurt Seyit ve Şura” da Seyit Ana Vatan topraklarına İstanbul’a Şura’sı ile geldi. Gördü ki vatan toprakları işgal altında, ortalık İngiliz subaylarından geçilmiyor. Daha önce Mehmet Aslantuğ’un da baş rolde oynadığı “Veda” dizisinde gördüğümüz, yakın tarihimizi yansıtmasını ve acı işgal günlerini dün akşamda hep birlikte yaşadık.
Dün akşam 7.Bölüm 21,30 da başladı. Bu değişikliği “Küçük Ağa” dizisi ile çakışmamak için mi yaptı bilemiyorum. Reytinglerine bakarsak, saat değişikliği AB’de fayda sağlamış gibi, 2.sırada yer aldı. Total’de 12 sıraya gerilese de önemli olan AB’deki sıralamasıdır.
Seyit ve Şura zorlu bir seyahat sonunda İstanbul’a gelirler. Yaralı olan kardeşi Osman’ı kaybeder. Bu durum Seyit’i derin acıya boğar. Pera oteline yerleşirler. Sabah ezanı okunurken rüya görür, Mahmut’un erkek çocuğu olmuş, kucağına alır “Senin adın Osman” diyerek onun ismini koyar. Şura ezan sesinden çok etkilenir.
Seyit, İstanbul’da tanıdıklarına giderek iş armaya gidecektir. İngiliz subayı yerleşeceğinden kaldıkları otel odasını boşaltmak zorunda kalırlar. Olay çok acı, dağdan gelmiş bağdakini kovuyorlar.
Seyit ve Şura konsoloslukta asılı listelerde tanıdık ararlar. Şura görmek istediği en son kişi olan Barones Lola’nın ismini görür. O da İstanbul’dadır. Otelin sahibi Kırım Türkü olan Ahmet Yahya’nın Şeref Oteline yerleşirler.
Otelde İngiliz subayları yemektedir. Çalan müziği duyan Seyit, Şura’yı dansa kaldırır. Odalarında kendilerince dans ederler.
Otel sahipleri ve çalışanları Kırım’dan gelenleri merak ederler. Ali Dayının kızı Ayşe börek götürür, ikram ederler. Odaya götürürken İngiliz subayı sarkıntılık yapar, bunu gören Ahmet Yahya olaya müdahale eder.
Petro ile Celil İstanbul’a çıkmak için gemide beklemektedirler. Barones İngiliz subayından onları karaya çıkartmak için yardım ister. Celil, karısını kaybetmenin acıyla kendisini dağıtmıştır. Kendisini gemide içki ve kumara verir. Petro, bütün paranı kaybedeceksin diyerek, onu engel olur. İstanbul’da Celil onun eli ayağı, kurtarıcısı olacaktır.
Seyit ve Şura sabah Ahmet Yahya ve Ali Dayı ile tanışırlar. Kırım’dan Aluşta’dan geldiklerini duyan Güzide Hanımın keyfi yerine gelir. Güzide, Kurt Seyit mi diye sorar, ablasını çağırır. Daha sonra Şura ile Güzide birbirlerine hayat hikayelerini anlatırlar. Güzide Celil’i sorar, Şura bütün sevdiklerini Aluşta’da bıraktığını anlatır. Şura tanımadığı biri ile evlenen Güzide’yi şaşırır.
Seyit de onlarla oturup, anne babasını nasıl kaybettiğini, bir taka ile nasıl geldiklerini, kardeşi Osman’ı kaybedişini anlatır. Bu acılı hikaye küçük Sabri’yi ağlatır.
İçki almaya gelen İngiliz subayı Ali Dayının güzel kızı Ayşe’ye saldırır. Bağırarak kaçan kızı tabancasını çeker. İmdadına babası yetişir. Tabancanın kabzasını Ali Dayının başına vurur. O sırada açılan kapıdan silahları görür. O sırada gelen Seyit, İngiliz subayının elinden tabancasını alır, yumruklayarak yere düşürür. Yerden tabancayı alan İngiliz subayı, tam Seyit’e tabanca ile vuracaktı ki, Ali Dayı subayın başına vurarak öldürür.
Gelen diğer subaylardan biri içki almaya gelir. Seyit bir şişe şarabı götürür, garson numarası yapar. Subaylardan biri parmağındaki yüzüğü bana sat deyince, üzgünüm satılık değil, der.
Ölen İngiliz subayını bir patates küfesine koyarak, at arabası ile başka bir otel önüne götürüp bırakırlar. Seyit, Ahmet Yahya’yı bir beladan kurtarmıştır. Seyit’e gece gördüklerini kuran üstüne yemin ettirirler. Karın Şura’ya bile söylemeyeceksin derler. Anadolu’ya Kuvayi Milliye’ye silah ve malzeme de gönderiyorlardır.
Petro’ya kaptan tarafından karaya çıkma izni gelir. Sabah Celil ile İstanbul’a çıkmak Petro’yu heyecanlandırmaktadır. Alırlar valizlerini şehre çıkarlar.
Seyit elindeki paralardan bir kısmını bozdurur. Şura, nasıl geçineceğiz. Ben de çalışmam lazım, piyano dersi verebilirim. Seyit kanlı gömleğini gece yıkamıştır. Şura, sebebini sorar, şarap döküldü, onun için yıkadım dese de pek inanmaz. Seyit, Ahmet Yahya’nın karısı Güzide ile vakit geçirebileceğini söyler.
Şura, yukarıdan Ayşe’in Seyit’e bir şey verdiğini görür, kıskanır. Seyit, baba dostu bildiği kişiden destek alamaz. Çünkü İngiliz yanlısıdır. Seyit, işgalcilerin topraklarımızdan kazındığında yanlışınızı anlayacaksınız, der. Seyit otele dönüşte, sevgilisi Şura’ya olanları anlatır.
Barones Lola, Petro’yu görünce çok sevinir. Petro, İstanbul’a gelişlerine yaptığı yardımlar için teşekkür eder. Barones, Petro’ya odasını gösterir. Umarım rahat edersin. Petro, rahat edemezsem gideceğim odayı biliyorum.
Askerler, otel sahibi Ahmet Yahya’yı karakola götürürler. İfade verir gelir. Seyit, Ali Dayı ve Ahmet Yahya oturup durum değerlendirmesi yaparlar. Otelde bir kutlama vardır. Seyit sahneye çıkacakları ayarlar. Mutfakta da harıl hazır kızlar Şura’nın da yardımı ile yemekleri ve tatlıları hazırlarlar.
Gece eldeki silahları gizlice çıkartıp, Anadolu’ya göndermeyi konuşurlar. Seyit, Şura’ya akşama hazırlanmasını ister. Güzel bir gece geçireceklerini söyler.
Anadolu’ya gidecek silah ve malzemeler çuvallara konur, hazırlanır. Seyit gözcülük yapar, Ali Dayı ile Ahmet dışarı çıkartırlar, at arabasına yükleme yaparlar.
Şura o gece en güzel kıyafetlerini giyer, saçlarını yapar. Prensesler gibi olmuştur. Seyit, Şura çok güzelsin. Her gün daha da güzelleşip aklımı başımdan alıyorsun.
O geceye, Petro, Kontes Lola ve Celil de gelir. Seyit ile Şura ile otel kapsında karşılaşırlar. Herkes şaşkınlık içindedir. 7.bölüm burada ona erer.
Petro, Celil’i sırf Seyit’e yaranmak için yanında getir. Osman’ın öldüğünden haberi yoktur. Osman sağ olsaydı, Petro’nun kendisini vurduğunu söyleyecek, bu da onun sonu olacaktı.
Diziye; Zerrin Tekindor (Yazar), Tolga Savacı (Ahmet Yahya), Engin Şenkan (Rıza), Melisa Aslı Pamuk (Ayşe), Durukan Çelikkaya (Sabri), Osman Alkaş (Ali Dayı), Demet Özdemir (Alya), Sacide Taşaner (Binnaz) ve Tijen Par (Valentina) gibi yeni oyuncular katıldı.
İstanbul’da bu yeni karakterler ile kadrosunu genişleten “Kurt Seyit ve Şura” gücüne güç kattı. Artık Salı gecelerinin iddialı dizileri arasına katıldı.
Ay Yapım’ın bu güzel dizinde işgal yıllarındaki İstanbul’un başka bir yüzünü göreceğiz. İstanbul esnafının Anadolu’da düşmanı yurttan kovma hazırlıkları yapan Atatürk ve ekine açık desteklerini gözler önüne serecektir.
Burada sırası gelmişken bir konuyu açıklık getirmek isterim. Bazı okuyucularım bazı diziler hakkında övgülerimi yadırgadıkları söylüyorlar. Ben karakter itibariyle, hep bardağın dolu tarafını bakarım. Boş kısmiyle pek ilgilenmem. Eleştirilerim de hep yapıcı yöndedir. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Bu da benim tarzım.
Keyifli Seyirler.
Saygılar ve sevgiler.
Abdurrahman Balcılar
Twitter: abdurrahman balcılar@abbalcilar
Mail : ab.balcilar@hotmail.com
Blog: milliyet.com.tr/cansever
Not: Görseller internetten ve dizifilm.com’dan ve tarafımdan diziden kopyalanarak alınmıştır.