Ay Yapım’ın süper dizisi Medcezir 45.Bölümü ile dün akşam Star Tv. ekranlarındaydı. Gene Mira – Yaman küslüğü devam etti. İzleyici, iyi günleri ancak hayallerde seyretti. Bu hafta tam 7 bölümdür bu küskünlüğün devam ettiğini gördük. Hayal de olsa gelecekteki güzel günler, izleyenlerin biraz yüzünü güldürdü, gerçekler ağlattı. Artık, Medcezir kan kaybettiğini bu hafta iyice belli etti. Reytinglerde, her zaman birinci olduğu AB’de 3.sıraya geriledi. Total’de de 2.sırada yer aldı.
Koskoca 115 dakika hayallerle geçti. Gecenin hayal olmayan en gerçek sahnesi, Yaman’ın gitarı ile söylediği “Benim hala umudum var” şarkısı idi. Bu parça ile Çağatay Ulusoy, kulağa hoş gelen sesi ile ben de varım dedi. Artık Medcezir bölümlerinde Çağatay’ı da dinler olduk. Serenay Sarıkaya şarkıcı yönünü biliyoruz. İlerleyen günlerde müzik piyasasında Serenay Sarıkaya ile Çağatay Ulusoy’un Medcezir şarkıları CD’sini görürsek şaşırmayalım.
Geçen bölüm nikah salonuna açık kapıdan Mira mı gelecek derken, zaman geri döner, Ada dönüşü 3 gün önceki olaylardan başlar. Mert ve Eylül evlilik işlemlerini kan tahlillerinden başlamışlardır.
Mira, hastalığı ile doktoru ile konuşur. Artık ailesini karıştırmak istememektedir. Doktor durumunu değerlendirir.
Televizyoncu Deniz Hanım da aynı yere gelir. Okul arkadaşı hemşire ona Ender Hanımın ölmeden önce yaptırdığı hamilelik testti sonucunu gösterir. Bu olay yaratacak bir belgedir.
Yaman evde Turunç Nadir ile ilgili olayları panoda çizerek Mert’e anlatır. Mert dinler gibi gözükse de Eylül ile yapacağı nikahı düşünmektedir. Yaman, kendisini dinlemediğini fark edince çok bozulur.
İlk hayal sahnesi; Yaman hayalini anlatır. Mert’in Asım Şekip Kaya şirketler grubunda yönetim kurulu başkan yardımcısı olması ve düştüğü durumu gözler önüne serer. Mert, gene çizim meraklısı… Toplantıyı dinlemez, zor durumda kalır. O sırada Eylül arar ve dışarı çıkar. Eylül 6 aylık hamiledir. Akşama toplanıyoruz, der.
Mert de Yaman ile ilgili kendi hayalini anlatır. Yaman ünlü bir mimardır, bürosunda masa başında mimarlık yapar.
Bir gün bürosuna Mira çıkar gelir. Mira, Yaman’ı öper. Birlikte oturur, konuşurlar.
Yaman çay yapar, birlikte çay içerler. Mira, Paris’ten yeni döndüm. Orkun burada yeni bir ortaklığa giriyor. Ben de orada yalnız kalmak istemedim onunla geldim deyince, eski günlerde olduğu gibi Yaman çok bozulur. Bu hayal için Mert’in gırtlağına çöker.
Mert devam eder. Orkun da Yaman’ın bürosuna gelir. Mira yeni bir ev yapmak istiyoruz. Bu evi de senin yapmanı istiyoruz. Yaman yeter diyerek Mert’i azarlar.
Leyla, Nadir Beyle ilgili bulduğu belgeleri Selim Beye getirir. Sedef de beraber incelerken Yaman ve Mert de onların yanına inerler. Nadir Bey Almanya’da Asım Beyin şirket hisselerini ucuza toplamıştır. O sırada Cengiz arar, Leyla apar topar gider. O sırada Deniz Hanım Sedef’i arar Ender ile ilgili durumu söyler, Selim Bey duymasın üzülebilir. Bulaşmayı kararlaştırırlar.
Mira kalmak üzere babasının evine gitmeye karar verir. Beren babasının evinde Safari’nin peşinden koşar. Safari Yaman’ın odasına gelir. Peşinden Beren Yaman’ın odasına girer. Yaman bir sıkıntı mı var diye sorar. Beren, şu ablamla aranızdaki durum kafama takılıyor da…
Beren, Mira aptallık yapıyor, eğer sen de bu tuzağa düşüyorsan, demek ki göründüğün kadar akıllı değilsin. Senin aklın alıyor mu? Sence Orkun’la birlikte tekrar birlikte olu mu? Ablam. Yaman; Beni ilgilendirmiyor. Beren, onlar sevgili falan değiller. Kanka, arkadaş, her şey olabilirler. Ama sevgili değiller. Yaman, bu saçmalıkla ilgilenmiyorum, düşünecek daha önemli konularım var. Beren, ne yani, sen bunlara saçmalık mı diyorsun?
Mira, baba evine gelir, bahçe kapısında Safari ile karşılaşır. Ona doğru koşar, okşar, mıncıklar.
Beren ablasına, ben sizin kafanıza tüküreyim deyince, Mira; ne oluyor Beren diye sorar. Beren, ne yaparsanız yapın ya… Ben bir de sizinle mi uğraşacağım. Ne yaparsanız yapın. Yaman da kenardan onlara bakar. Beren, Orkun’la aranızda bir şey olmadığını söyledim amma, inanmıyor. O sırada Yaman Mira’ya; Merak etme gözümle görmediğim hiçbir şeyi anlatmadım kardeşine… Mira, sen beni ne ile suçluyorsun. Sen ne gördün söylesene… Yaman, sen artık bana ait değilsin. Eğer benden böyle intikam almaya çalışıyorsan, çok yazık. O kılkuyruk senden eksiltir çünkü… Mira, sen benim Orkun’la… Yaman, sözünü keser, neyse ne… Birbirimize verilecek hesabımız yok. Biz geçmişi kazıdık attık.
Yaman, doğum gününde telefonlarını Orkun cevap veriyordu. Söylemedi mi yoksa. Mira, söyledi. Ben söylememiştir diye bir kere daha aradım, mutlu mesajınızı da günlerce dinledim. Kimse kimseyi kandırmasın, ben seni zincirlerimden kurtardım. Ben bıraktım, sen terk ettin. Ben bu akvaryumun balığı değilim prenses. Olmayacağım da… Sen de bu sırça köşkten kaçıyorsan, o kız değilsin. Mesele bu kadar basit… Mira; Korktun, sen bana ağır geldin, verdiğin sözleri tutacak cesaretim yok benim. Şimdi de zengin kız fakir oğlan edebiyatına sığınıyorum demiyorsun da… Yaman, ayrıldık bitti. Oyuncağını kaybetmiş, şımarık bir kız çocuğu gibi davranmayı kes artık. Ben senin koleksiyonundan bir parça değilim. Mira; bundan sonra benim hayatımda hiçbir şey değilsin. Yaman; Biliyorum.
Beren bütün konuşmaları duyar, içeri girer, peşinden Mira hışımla girer. Mert de balkondan onları görür. Eylül, görüntülü konuşmadan Mert’e ne oldu diye sorar. Mert olaylı bir şekilde dağıldılar. Birbirlerini yiyip bitiremediler, nokta.net.
Beren ile Mira içeride şiddetli şekilde kavga ederler. Mira, sayende her şey daha da kötü oldu şimdi. Daha da uzaklaştık. Mira, sana ne diye kardeşine bağırır. Babası devreye girer, Mira yapma Yaman’la ilgili öfkeni kimseden çıkarma… Mira odasına çıkar, hızla kapıyı çarpar.
Yaman motor ile evden çıkar. Mert ile Eylül konuşmaya devam ederler. Mert, yıllar sonra bile Yaman ile beraber olacağız. Gene bir hayal; Eylül geldiler der, Mert küçük oğlu Asım Mert’in elinden tutmuş dışarı çıkarlar. Kapıdan Yaman, Mira, küçük oğlu ve kızı ile kapıdan girerler.
Bunlar çok tatlı görüntülerdir. Aklıma bir zamanlar bizleri televizyon başına çivileyen Dallas dizisi aklıma geldi. Dallas yıllarca sürmüş, küçükler büyümüştü. Şayet bu dizi de 7-8 yıl devam ederse bu görüntüler, gerçekten yaşanacak görüntüler olabilir. Ne dersiniz?
Mert’in oğlu Yaman’ın kızını öper, Mert siz kardeş çocuklarısınız yapma öyle, der. Mert ile Eylül bu hayali çok gülerler.
Mert ile Eylül konuşurken Mira Eylül’ü arar. Mira, bu defa kesin bitti. Evet, biraz önce çok feci kavga ettik.
Yaman, Elif’e gelir. Yaman, Elif çıkalım mı? Elif sözleşmiş miydik, ben hatırlamıyorum. Yaman, o anlamda değil, genel olarak. Elif, senin ateşin mi var diye alını tutar. Çıkıp bir yerde otururlar. Yaman, Mira ile olan her şey bitti diye olanları Elif’e anlatır.
Elif, ben senin yaralarına merhem olamam, der. Elif, ben de senden hoşlanıyorum. Ama kendin söyledin sen beni üzersin. İki günde kaptırırım kendimi, sen Mira’ya dönersin, ben de üzüldüğümle kalırım.
Selim Bey sabah uykudan kalkar, balkon penceresinden bahçede yoğa sporu yapan Sedef’i seyreder. Yaman bahçede çiçekleri suluyordur.
Mira, Beren’e günaydın der, cevap alamayınca odasına girer. Mira Beren’in burnunu okşayarak, o güzel burnunun bundan sonra her şeye sokma… Beren siz benim yüzümden ayrılmadınız. Kendi aptallığınız yüzünden ayrıldınız. Bundan sonra kılımı bile kıpırdatmam. İkiniz de yüz yüze bakıyorsunuz, ama rica edicem o çocuk Orkun olmasın Abla.
Orkun mesaj atar, yeni kalktım yarım saate kadar sende olacağım. Mira tamam diye mesaj atar, çantasını alır, pencereden Yaman’lardan tarafa bakar. Onun bahçe suladığını görür.
Selim Bey, Mert’i sorar. Suzan Hanım Eylül’lere gitti, Önemli bir projeleri varmış. Selim Bey, sabahın köründe, Allah, Allah der.
Mert, Eylül’ün kucağındaki Ekim bebeği sever. Eylül, evleniyoruz ama bebek işini asla aceleye getirmeyeceğiz, söz mü? Mert, nikah tarihi benden, bebek tarihi senden diyerek esprili bir şekilde cevap verir. Mert, bugün Buluter olarak son günün. Eylül Serez olacak. Eylül, hayır efendim, Eylül Buluter Serez olacak, der.
Mira, aşağı indiğinde babasının telefon konuşmalarını duyar. Babasının tekrar eski işine döneceğini öğrenir. Faruk Bey, kızım sonra konuşalım, der. Mira’nın kapıya çıktığını gören Yaman, Selim Abe ben Leyla’ya bakmaya gidiyorum. Arıyorum, telefonlarıma cevap vermiyor. Selim Bey, söyle ona her şeye karışmasın, bildiklerini mahkemede anlatsın o bize yeter.
Selim Bey, ben seni bırakayım bekle der. Yaman, tamam abi kapıdayım. Mira da o sırada kapıda Orkun’u beklemektedir. Mira Yaman’ı görünce eski Merhaba dediği ilk günler aklına gelir. Merhaba… der. Yaman, merhaba diye cevap verir. Mira, gülümseyerek; Bugün yepyeni bir gün hayatımızda. Bütün bir yılı dünde bırakalım mı? Yamam, tamam der gibi başını sallar.
Mira, Yaman’a doğru iki adım atarak; Mira ben. Yaman, gülerek, ya… İsminin anlamı ne? Bir kuyruklu yıldız adı. Yaman, çok mu düşünmüşler sana bu ismi koymak için. Tamam, kızma, iyi anlamda söyledim. Mira, peki, salt Yaman, der ve güler. Burada mı oturuyorsun deyince, Yaman aslen evet. Burada oturuyorum. Mira, o zaman daha buralardasın. O sırada Orkun arabası ile gelir. Mira, görüşürüz deyince Yaman eski günlerde olduğu gibi bakılır, der. Mira, bakılsın o zaman der ve arabaya biner.
Yaman, karmaşık duygularla, Orkun’un arabasına binip giden Mira’nın arkasından bakar kalır. Selim Bey gelir, birlikte Nadir Beyin evine giderler. Selim Bey, Yaman’ı arabada konuşturmak ister, Yaman boş ver abe diyerek geçiştirir.
Yaman, Nadir Beyin kapısını çalar. Kapıyı Cengiz açar, Yaman’ın Leyla nerde sorularına net cevap vermez. Yaman dalar içeri girer. Karşısına nadir Bey çıkar, ne yaptınız Leyla’yı diye sorar. O sırada Selim Bey de içeri dalar.
Selim Bey de lafa karışır, asıl sen doğru konuş karşında çocuk yok senin. Ailemin dertlerinin başında sen varsın, bunu kanıtlama çok az kaldı. Bizden çaldığın bilgilerle ihaleyi Birol’a peşkeş çektin. O sırada televizyonda, Birol Bey ihaleden çekilmiş, ihale Asım Beyin şirketine kalmıştır. O sıra Sedef arar, bu haberden sonra şirket hisselerinin ok gibi fırladığını söyler. Herkes kazanmıştır, başta Nadir Bey, tekrar işe dönen Faruk Bey herkes memnundur. Sude Hanım da kendisine pay çıkartır, kocası Asım Şekip Kaya ile hapishanede görüşür.
Nadir Bey, Tozludere’ye inşaata gelir. Yaman da ağabeyi ile konuşuyordurlar. Nadir bey, bu it buraya mı gelmiş diye şoförü Hasan’a söyler. Hasan annesi burada, ona gelmiştir. Yaman, Nadir Bey hakkında endişelerini Kenan’a söyler. Kenan bu adam gerçekten Turunç Nadir ise gırtlağına daha yakın olmam daha mantıklı değil mi?
Giray’a karısı Ayşe bu kadar parayı nereden buldun diyerek hesap sorar. Ayşe kocasının karanlık işlere bulaştığını anlamıştır.
Mira ile Orkun sağlık problemlerini ailesine haber vermez. Orkun birlikte tatile çıkıyoruz deriz olur biter. Mira, sen işlerini ne yapacaksın. Ortağı Nadir Beye güvendiğini, Karun gibi zengin adam oldu.
Sedef ile Deniz Hanım, Ender’in hamilelik işini hastanedeki hemşireyi işten çıkarttırarak çözerler. Akşam da evde Deniz Hanımın da karılması ile yemek yerler. Mert, Deniz Hanımı sorular sorarak tanımaya çalışır. Daha sonra Yaman da gelir.
Eylül ile Mira aralarında konuşurlar. Konu gene Yaman ile kötü giden ilişkileridir. Eylül keşke Amerika’da doğum günün için aradığında telefonu sen açsaydın, ne duygusal şeyler söyleyecekti. Orkun ayağınıza dolandı. Eylül dün gece Mert ile konuşurken ne hayaller kurduk. Sen Yaman’la evleniyormuşsun, ben Mert’le. Eylül, Yaman tam bir aile babası olur, dese de Mira, bence Yaman burnunun dikine bir adam olur. Huzursuzluğu ile, şüpheciliği ile beni de huzursuz eder.
Yaman ile Mira evliler, mutfakta birlikte yemek yaparlar. Mira hamiledir. Eylül devamlı Yaman’ı savunur. Bence muhteşem bir baba olur. Yatakta Yaman Mira’nın karnındaki bebeklerini okşar.
Mira Eylül’e evliliğin hep eksilerinden bahseder. Kendi anne-babasının durumunu örnek verir.
Eylül Mert’e Mira ile Orkun’un tatile çıkacaklarını söyler. Mert, benim korkum bunlar bize arifeyi gösterip bayramı göstermeyecekler, der. Eylül, onların uçağı öğleden sonra, sabahtan bizim nikaha rahatlıkla gelirler.
Yaman Nadir Beyin evinin önündedir. Annesi ile görüşür, Leyla’nın mahallede olmadığını söyler. Nadir Beyin bahçe kapısından Sude Hanım çıkar. Yaman kenara saklanır. Sude Hanım iyi akşamlar der ve gider. O sırada Yaman’ın cep telefonu çalar. Nadir Bey onu fark eder. Ne arıyorsun deyince arkadaşımı bekliyorum. Yaman, Leyla’yı görmeden hiçbir yere gitmiyorum. O sırada yukarıdan balkondan Leyla seslenir.
Leyla izindeydim, telefonum düştü kırıldı dese de aşağı inmez. Nadir Bey polis çağıracağım der ve gönderir. Sude Hanım ne bu sokak ortasında bağırıp çağırmalar. Yaman, Sude Hanım bu adamlar çok tehlikeli, uzak durun bunlardan. Sude neyse Mira akıllandı, tekrar Orkun ile beraber olduğu için içim çok rahat. Önlerinde uzun mutlu bir hayat var. Yaman, hepinize o uzun mutlu hayatlarınızda başarılar. Size iyilik yaramaz.
Selim Bey ile Deniz Hanım bahçede oturup, konuşurlar, birbirlerine tanımaya çalışırlar. Deniz Hanım Selim Beye çok güzel gülüyorsunuz diyerek iltifat eder. Selim Beye yeteneklerini sorar. Lise yıllarında trompet çaldığını söyler. O sırada Yaman gelir, doğruca odasına girer. Mert ile Eylül peşinden odaya girerler. Mert, Yaman bak Eylül sana ne diyor. Mira yarın Orkun ile tatile çıkacakmış. Yaman, iyi… Mert, bunun neresi iyi der. Buna artık son nokta koymanın zamanı geldi. Yaman, bu gece değil. Ne halleri varsa görsünler. Mert, ben yıllarca ayna karşında karşılıksız aşk yaşamış adamım. Ben seven adamı gözlerinden anlarım.
Yaman dili dışarıda dinler. Mert, hala seviyorsun. Eylül, aynı bakışları ben de Mira’da görüyorum. Yaman, bana papağan gibi aynı şeyleri tekrarlatmayın, Mira ile bizim aramızdaki mesele bitti, gitti. Yaman, Mert ile Eylül’e iyi geceler, der.
Sedef garip doğu sporlarına devam ederken, Deniz Hanım Selim beye veda eder, Mert de Eylül’ü yolcu ediyordur. Eylül geçerken beni de bırkın der. Yolda biraz sohbet ederler.
Yaman, Laptopu açar, Elif’i arar. Elif spor yaparken baş aşağı garip bir şekilde görüntüyü açar. Yaman onu öyle görünce bir garip olur. Kız ne oldu sana diye sorar. Yaman yarın ne yapıyorsun diye sorar. Anneme Tozludere’ye gideceğim deyince, Elif de gelmeye karar verir.
Yaman, gitarını eline alır, koltuğa oturur. Mazhar Alanson’un “Benim hala umudum var” şarksını çalar söyler. Şarkı sözleri Mira ile olumsuz aşklarını adeta özetler, Güzel günler bizi bekler, eyvallah dersin olur biter. Herkes duygulu anlar yaşar.
Mert babası Selim’in odasına girer. Baba ben uyuyamadım, damdan düşer gibi ben yarın evleniyorum, der. Annemle sen gibi aynı şeyi yapmak istiyorum. Ama çok korkuyorum. Selim Bey, korkman çok doğal diyerek moral ve destek verir. Nasihat eder, iyi bir eş olacağını söyler. İyi düşün çok önemli bir karar.
Eylül de üvey annesi ile evlilik işini konuşur. O da aynen Selim bey gibi, iyi düşün der. Mert gelmiş aşağıda onu bekliyordur. Motora biner, nikah dairesinin yolunu tutarlar.
Nikah salonu önünde oturup, gelen evlenecek çiftleri bir müddet seyrederler. Her ikisi de tedirgindir. Akşama bir kutlama yapar mıyız? Her iki evde de büyük bir hengame olacak. Eylül, acaba biraz acele mi ediyoruz? Enine boyuna konuşurlar. Mert, doğru zamanda olsa ne kadar güzel olur. Mert, bir çift yüzüğü çıkartır ve parmaklarına takar. Eylül ile öpüşüp, birbirlerini kutlarlar.
Mert, Yaman ile Mira’yı aramayı unuttuk. Mert, Yaman’ı arar, acele et Mira evleniyor, engel ol. Eylül de Mira’yı arar, Yaman o geceden sonra hırs yapmış Elif’e gitmiş, evleniyorlarmış, ne olur bu aptallığa engel ol. Yoksa ömür boyu vicdan azabı çekersin.
Yaman koşarak nikah salonuna gelir. Mert ile Eylül’ü nikah masasında görünce şaşırır.
Ne oluyor diye sorar. Mert, kusura bakma kardeşim ben sana yalan söyledim, Eylül, aslında biz evleniyoruz. Sana Mira evleniyor dedik, Mira’ya da senin evlendiğini söyledik. Yaman, bu soğuk şakayı güler. O sırada kapı açılır, herkes Mira içeri girecek derken çiçekçi içeri girer.
Çiçekçi Yaman Koper diye sorar. Yaman benim, der. İmzalar teslim alır. Kimden diye sorar, çiçekçi bilmiyorum. Yaman notu çıkarır, okur. Mutluluklar dilerim. Mira. Yazıyordur.
Yaman notu yırtar atar, ağlamaklı olur, kendisini zor tutar.
Mira dışarıda Orkun ile arabadadır. Direksiyonda öylece kala kalır. Göz yaşlarını tutamaz. Gözyaşları ile göz boyaları akar. Orkun hiç sesini çıkartmaz. Mira basar gaza oradan ayrılır. Ve 45.bölüm burada sona erer. Mert – Eylül nikahı bu durumda ne olacak, bu kadar tedirginlikten sonra herhalde vazgeçecekler. Şahitlerden biri de Mira zaten gelmedi!
Yaman, Mira’ya sevdiğini bir defa daha gösterdi. Mira, tersini yaptı, sadece çiçek gönderdi. İlerleyen bölümler bu düğümü çözmek, bu inatçı çifti bir araya getirmek çok daha zor olacak. Senaristimiz Ece Yörenç nasıl bir yöntem bulacak bilemiyorum ama, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hayal de olsa, gelecekte yaşanması muhtemel görüntüler izleyenleri mutlu etti ve de güldürdü. Ama yaşanan gerçekler çoğu izleyeni de ağlattı.
Bu aşkın pek keyfi kalmadı ama, ben gene de keyifli seyirler diliyorum.
Saygılar, sevgiler.
Abdurrahman Balcılar
Twitter: abdurrahman balcılar@abbalcilar
Mail : ab.balcilar@hotmail.com
Blog: milliyet.com.tr/cansever
Blog: balcilar-blog.com
Not: Görseller İnternetten ve tarafımdan diziden kopyalanmıştır