Kanal D’nin süper dizisi Güllerin Savaşın’da sular durulmuyor. Cihan’ın terapideki inanılmaz itirafları. Ve en büyük bomba, Köşkün hizmetkarı Halide Hanımın inanılmaz itirafı! İnanılmaz ama gerçek, Halide kendi ağzı ile itiraf etti, Gülfem benim kızım.
Güllerin Savaşında savaş iyice kızıştı. Artık bu savaş sadece Gülfem ile Gülru arasında değil. Bütün kökü ve çevresini sardı. Ömer de Gülfem ile evlenip köşkte kalmaya karar verince, Cihan ile aralarında amansız bir savaş başladı.
Güllerin Savaşı reytinglerde Cumartesi güçlü dizilerle yarışarak, aralarından sıyrılıp AB’de ilk sırada yer alıyor. Tabii ki yarışma programı Survıvor All Star programını saymıyorum.
Burada senaristimiz Sırma Yanık’ı tebrik etmek istiyorum. Bu başarı ona ait. Bildiği gibi en başta 3 bölümü Sırma Yanık ve Melis Civelek birlikte yazıyorlardı. Sonra Melis Civelek ayrıldı. Sırma Yanık tek başına senaristliği sürdürdü. Daha sonra Funda Çetin senarist olarak devam etti. O da ayrılınca Karayazı Grubu ile devam edildi. Onlar da ayrılınca 27. bölümden itibaren tekrar Sırma Yanık senaristliği sürdürüyor. Hiç bir dizide bu güne kadar ben bu kadar senarist değişikliği görmedim.
Geçen bölüm sonunda Gülfem Sipahi bir sürpriz yaparak evde yakın dostlarıyla Doktor Ömer Hekimoğlu ile nikah kıyar. Çok gariptir ki, Gülfem Hanım nikah şahidi olarak Gülru seçer. Ömer Bey de nikah şahidi yakın arkadaşı Terapist Onur Ersoy’u seçer. Her iki nikah şahidi de gönülsüz ve şaşkındır. Hele Gülru, nikah masasına sendeleyerek geldi, masada elleri sonbahar yaprakları gibi titredi. Belli ki, Ömer’in Gülfem ile evleneceğini inanamamış, içine sindirememişti. Dr. Onur da Gülfem’i seviyor, kendisiyle evleneceğini düşünüyordu.
Bu evlikten en çok sevinen Ömer’in annesi Cahide Hanım oldu. Hayatımın en güzel sürprizi demiştir. Başta Yonca olmak üzere müştemilat halkı da sevindiler. Ömer’in yeğeni Taner de; amca sen yaptın,sen böyle bir şeyi nasıl yaptın, benim aklım mantığım almıyor diyerek amcasına takılır.
Gülru’nun ayakta duracak hali yoktur, onu ablası Mesude kolundan tutarak, destek olur.
Gülfem Gülru’ya, kendilerini zorla tebrik ettirir. Gülru, titrek bir sesle mutluluklar diler. Cihan da bu evliliğe çok bozulur, madem evlendiler gidecekler diyerek tepki gösterir.
Cihan Gülru’ya burada kalamayacak, sana söz veriyorum gidecekler der. Yeni evliler bir haftalığına yurt dışına Bali’ye balayına giderler.
Asıl pandomim bir hafta sonra balayı dönüşü başlar. Gülru bir hafta geçmesine rağmen kendisine hala toplayamamıştır. Gülru, beni yıkan Gülfem’in darbesi değil, Ömer’in davranışı. İlk akşam yemeğini dördü birlikte yerler.
Köşkte onlar da 4 kişilik bir aile olmuşlardır. İlk kavga masada başlar. Müştemilatta yemek yiyen Gülru’nun eniştesi, yemek mi yiyorlar, birbirlerini mi yiyorlar ben bilemem diyerek espri yapar.
Cihan ne zaman taşınacaklarını sorar. Ömer; Taşınmıyacağız Cihan diyerek kesin kararlarını söyler. Cihan siz gitmezseniz biz gideri, sofrayı terk eder. Odada dolaptaki elbiselerini bir valize koyar. Gülru, bütün çabalarına rağmen onu sakinleştiremez. Cihan alır valizini aşağı merdivenlerde inerken valiz açılır, bütün eşyaları dökülür.
Gülru, ben bu köşkten gitmek istemiyorum diyerek diretir. Cihan bütün bunlar senin yüzünden diyerek Ömer Beyin üstüne yürür, sofrayı dağıtır. Yakasına yapışır, sen ablamda evlendin diye bu evde kalamazsın Ömer. Sen benim karımla aynı evde kalamazsın? Gülfem, Ömer benim eşim dese de Cihan, al eşini buradan def olun.
Halide, Gülfem Hanımın hem hizmetkarı ve hem koruması gibidir. Mutfakta Mesude ile tartışırlar, o senin kardeşin köşkten gitmek istemiyor, eğer Gülfem Hanımın kocasını yan gözle bakarsa… O sırada gelen Gülru konuşmaları duyar. Ne dedin sen deyince, ablanız ne söylediğimi gayet iyi duydu, sorun size anlatsın.
Gülru, eğer bana bir daha terbiyesizlik yaparsan bu yaptığın son terbiyesizlik olur Halide. Gülfem den mi öğreniyorsun bunları, o mu salıyor seni üstüme. Bu tartışma uzar gider. Gülru ablasına, arabanın frenleri ile oynanmasında, Halide’nin parmağı olduğunu söyler. Mesude de, bu işte bir iş var. Bu kadına gözüm hiç tutmuyor.
Ömer ile arkadaşı Onur stres atmak için basket maçı yaparlar. Onur oldukça sinirlidir, Ömer’in Gülfem’i elinden evlenerek almasını çok içerlemektedir.
Cihan ablası ile konuşur, ablasına o adamın bu evde yeri yok diyerek haykırır. Gülfen, bu evde yaşamaya devam edeceğiz. Senin karında buradan taşınmak istemediğine göre, dördümüz bu yeni durumu alışsak iyi olur. Bu sırada Onur Bey Cihan için terapiye gelir, önce Gülfem ile konuşmak ister. Gülfem konuşmak istemez, Onur Bey; Ömer ile neden evlendin diyerek sorusunu sorar. Aralarında sert konuşmalar geçer, sen bana açıklama borçlusun. Onur, kendisini evlenmek vadiyle Gülfem çelme atmış, Ömer ile evlenmiştir. Ömer de onu nikah şahidi yaparak iyice yaralamıştır. Gülfem, şık olmadı farkındayım der ve Onur’u ikna edemez.
Taner Çiçek ile aralarındaki yanlış anlaşılmayı, ablası Yonca’nın oyununu bozmaya başarır. Kendisini öpen kızı da getir. Yonca ile yüzleşirler. Telefonundaki anlaşma ses kayıtlarını dinletir. Çiçek ablasının bu oyununu öğrenince onunla aynı evde kalmak istemez.
Ablası Gülru ile konuşur, ablası da konakta Çiçek için bir oda ayarlar. Halide Gülfem hanıma da bilgi verir.
Cihan ile Onur Bey konuşurlar. Onur, yarın çok değişik bir terapi yapacağız. Cihan’ın yanından çıkan Onur Gülru’ya, yarın terapide unun da olmasını ister. Gülru, Cihana bir faydası olacaksa memnuniyetle der.
Cihan ile baş başa yemek yiyen Gülru’ya kendilerinin Cahide’lerde yemeğe gideceklerini söyler.
Şevket Bey yemeğe eşofmanlarla gelir, annesi kıyafetini değiştirmesini ister. Öyle masaya otur. Şevket masada öyle potlar kırar ki, annesi Cahide Hanım çılgına döner. Şevket bütün bunları saf ayaklarıyla yapsa da, kardeşine ve Gülfem’e laf sokmaktır. Şevket, bu hızlandırılmış evlilik ve bu hızlandırılmış balayı size hiç yakışmadı. Bir hafta balayı mı olur? Arkasından, bu hızlı evliliğin zamansız gelen bir bebek olabileceğini söyler. Son söylediği laf bardağı taşıran son damla olur. Ömer sen de ağabeyinin yolundan mı gidiyorsun? Gülru için yanıp tutuşurken, koskoca doktor iş güveyisi olarak mı gitmiş. Belki de eski sevgilisi ile daha yakın olabilmek için. Ömer dayanamaz ağabeyinin kolundan tutar sofradan atar.
Duygu, Mert’in yanından bir türlü ayrılamaz. Mert’in onu belalısından koruması, ilgi göstermesiyle Mert’e aşık olmuştur. Evine dönen Mert’in peşinden Duygu da gelir. Ben geldim der, susar konuşmaz. Mert sen bu eve niye geldin? Duygu konuşmayınca Mert ben gidiyorum deyip evden çıkar, peşinden gelen duygu; Seviyorum seni, der. Mert şaşkınlıkla döner bakar. Duygu, senin anlayacağın dilden söyleyeyim, seviyorum lan seni, der. Koşar Mert’tin boynuna sarılır.
Ömer ile Gülfem eve yürüyerek, konuşarak dönerler. Gülfem, sen benimle aşık olduğun için evlenmedin. Gülru’ya yakın olmak için benimle evlendin. İkimiz de aynı şeyi istedik Ömer. Aynı hedef için evlendik. Bu nedenle Şevket’in sözlerinden rahatsız olmanın anlamı yok.
Cihan mışıl mışıl uyurken Gülru Gülfem’in çalışma odasına iner, çizimleri üzerinde çalışır. Sonunda uykusuzluğa dayanamaz, oracıkta uyur kalır.
Ömer Bey, onu orada uyurken görünce dayanamaz odaya girer. Dayanılmaz bir arzuyla saçlarını okşamak ister, ama dokunamaz, eli havada kalır. Neden yaptın bunu, bu masumuyeti neden öldürdün. O sırada kapı aralığından Halide Hanım onları görür. Sessizce seyreder. Ömer görmeden kaçar. Ömer Bey çıkar gider, Halide kendi kendine, ahlaksızlar diyerek söylenir. Girer, Gülru’yu kolundan tutar uyandırır. Ömer Bey tepende ne yapıyordu, bir de uyuyor numarası yapıyorsun. Şükret Gülfem Hanıma kıyamıyorum, bir daha edepsizliğini göreyim, bu evi başına yıkarım. O sırada gelen Gülfem Hanım, Halide bu ne gürültü sabah sabah. Gülru’ya senin ne işin var masamda? Gülru toplanıp gider. Gülfem kalan Gülru’nun bir çizimin görür, çok çok beğenir, dayanamaz resmini çeker.
Seslere uyanıp gelen Çiçek ne oluyor abla diyerek sorar. Gülru, yok bir şey, hadi kahcvaltıya deyince Çiçek ben ablamlar ile yiyeceğim, der.
Tener ile amcası Ömer bir kafede otururlar. Taner, Gülfem ile evlenmek nereden çıktı. Evlenme modası diye bir şey çıktı da benim mi habarim yok. Ömer, ben Gülfem’le evlenmek istedim ve evlendim deyince Taner, amca sen kafayı mı yedin? O senin eski sevgilin. Ömer yeğenine sert çıkar, ben evliliğimin hesabını vermeye gelmedim, adam ol. Ömer, sadede gelir. Nedir Çiçek’le meselen? O sırada Çiçek de gelir. Ömer, oturup konuşun der ve gider.
Dugu’ya annesinden telefon gelir. Babasını huzur evinden, taksitler ödenmediği içi atacaklardır. Duyu ile Mert huzur evine babasını ziyarete giderler. Duygu öce onu tanıyan bütün yaşlıları öper. Babası alzheimer hastasıdır, saksı çiçeğinin adı da Duydu’dur, onunla kızı gibi konuşur. Gelen kızı Duygu’yu tanıyamaz.
Onur Bey dörtlü aile terapi için gelir. Terapi gergin başlar. Onur Bey, kendi aralarında günlük şeyler konuşulmasını ister. Cihan konuşmaya başlar. Cihan, önce ablasına bütün kinini kusar. Geçmişle ilgili o kadar acı sözler sarf eder ki, Gülfem gözyaşlarını tutamaz. Ömer, o adamla evlendin, karımı nikah şahidi yaptın. İnadına yaptın. Herkes bizi konuştu. Ben çok utandım. Sen beni görmedin bile, bütün gece Gülru’ya baktın. Ben her şeyi görüyorum, ben aptal değilim. Ben sana babamdan kalmış bir mirastım sadace. Seni utandıran bir miras. Halide’yi kapımı kilitletdin, sırf arkadaşların görür de rezil olursun diye korkardın. Cihan katıla katıla ağlar. Gülfem Hanım da çok kötü olmuştur.
Sonra laf sırası Gülru’ya gelir. Karım, güzel karım, beni parmağının ucu ile dokunmayan güzel karım. Tek arkadaşım, acılarımı, üzüntülerimi sevinçlerimi gördü. Beni umursardı. Ama şimdi ben gidelim diye yalvardığım bu köşkte, başkaları ne der diye kalmak istiyor. Benim güzel karım değişmiş. Hayalleri değişmiş. Eskiden kağıtlar, kalemler, renklerdi onun hayalleri. Bak bana, yüzüme bak diye azarlar. Sen de görmüyorsun artık. Sen ne zaman kör oldun Gülru… Kim kör etti benim karımın gözlerini.
Bu sözler çok duygulu sözlerdir. Gülru da göz yaşlarını tutamaz. Gülru le Gülfem tartışmaya girince, Onur Bey bu terapi Cihan için, ben şimdi onunla devam etmek istiyorum. Gülfen ağlayarak koşarak bahçeye çıkar. Halide arkasından seslenir. Halide o sırada merdivende oturan Gülru’ya şeytan konuş diyerek üstüne yürür.
O sırada ablası Mesude de koşar gelir. Gülru’yu Halide’nin elinden alır. Halide giderken kendi kendine söylenir. Senin olman gerekiyordu o arabada.
Gülru’nun yatak odasına çıkıp konuşurlar. Mesude, hala araba diyor, bir iş var bu kadında. Gülru, kendisi mi bozdu o arabanın frenlerini? Mesude, bu kadın her şeyi yapar. Benim elimi bile bile yaktı. Ben sırf Gülfem’e vurdum diye benim elimi yaktı. Mesude her şeyi hatırlar, Halide’nin yaptığını söyler. Gülru, ispatlarız diyerek eline aldığı bir dosya ile Halide’nin yanına gider.
Gülru, Halide’nin odasına girer. Buraya kadarmış Halide… Ne yaptığını biliyorum. Mesude de ne yaptım ben diyerek kapıya kadar gelir. O sırada Ömer Bey de dış kapıdan girer. Ömer, Gülru’ların yatak odasına bakar. Bu konuşmayı herkes duyacaktır.
Gülru, dosyayı göstererek bu rapor yeni geldi, içinde kamera görüntüleri var. Her şey ortada beni sen öldürmeye çalıştın. Halide endişeli gözlerle bakar. Yere çöker, oturur. Kızımı göremeyeceğim bir daha… Bir daha kızımı göremeyeceğim diyerek haykırır. Gülru, neler saçmalıyorsun sen? O sırada Gülfem de gelir. Gülru, hastasın sen. Önce beni öldürmeye çalıştın, şimdi de olmayan çocuğundan bahsediyorsun. Halide, benim kızımın hayatını cehenneme çevirdin diyerek yerinden kalkar. Gülru’nun yüzüne, cehenneme çevirdin.
Halide ben ne yaptıysam kızım için yaptım. Ne yaptıysam ben kızım için yaptım diyerek ağlar. Gülru, nasıl ya diyerek şaşkınlığını üzerinden atmaya çalışır. Sen Gülfem’in annesi misin? Halide, ben Gülfem Sipahi’nin annesiyim. O benim kızım. Gülfem benim kızım… Benim. Ve 34. Bölüm Gülru’nun öğrendiklerinden şaşkın bakışları ile sona erer.
Gülfem de duymuş olmalı ki, gözlerini açmış bakıyordur. Şimdi ne olacak, Gülfem de hizmetçi kızı çıktı. Ömer’in kaderine bak, abisi ile aynıymış. Şevket doğru söylemiş. Köşkte kozlar Gülru’ya mı geçiyor?
Medyapım iyi bir iş çıkartıyor, ben beğenerek izliyorum. Barış Kılıç, Damla Sönmez, Canan Ergüder ve Serdar Badur çok güzel oynuyorlar. “Cihan” karakteri olarak Serdar Badur yeni bir yetenek.
İyi seyirler.
Saygılar ve sevgiler.
Abdurrahman Balcılar
Twitter: abdurrahman balcılar@abbalcilar
Mail : ab.balcilar@hotmail.com
Blog: milliyet.com.tr/cansever
Blog: balcilar-blog.com
Not: Görseller tarafımdan diziden alınmıştır
