Yeşilçam’ın Final Bölümünde Neler Oldu?

Internet Dizileri

Çağatay Ulusoy’un bu yıl içinde oynadığı dijital dizi Yeşilçam süper olmuş. Milyonlarca kişinin izlediğini biliyorum ancak ücretli kanal olduğu için üye olmak şart. Eski 1960 yıllar Yeşilçam filmlerini anlatan dizinin seyrine doyum olmuyor. 2 Sezon çekilen yapımın ilk 10 bölümü ekranlara geldi. 2.Sezon bölümleri geçtiğimiz Mayıs-Haziran içinde çekildi ve bitti. BluTv’de ekranlara gelen dizinin 2. sezon kalan 10 bölüm bu yıl sonu ya da en geç önümüzdeki 2022 yılının ilk aylarında ekranlara gelecek.

Ücretli dijital bir kanalda yayınlanan Yeşilçam’ı ben 2-3 kez izledim. Burada anlatmakla olmaz, seyretmek lazım. Ben burada sadece son 10.bölümde geçen olayları anlatmak istiyorum.

Semih Ateş karakterini canlandıran Çağatay Ulusoy adeta döktürüyor. Semih Ateş geçen bölümlerde her şeyini kaybetmiş bir film yapımcısı olarak karşımıza çıkıyor.  Öyle ki bürosundaki koltuğuna kadar kaybeder. Dejenere olmuş bir politikacı olan İzzet (Özgür Çevik) sekse düşkünlüğü nedeniyle olmadık olaylara karışır. Bir oyuncunun ölümüne sebep olur. Fotoğrafçı Faik’i intihara sürükler. Semih Ateş’in sevdiği oyuncuyu Tülin’i (Afra Saraçoğlu) pis işlerine alet etmek üzeredir.

Usta yapımcı Çağan Irmak’ın iyi çalışılmış, süper bir yapım olmuş Yeşilçam.

İntihar eden kimsesiz fotoğrafçı Faik’in cenazesini kaldırmak Semih ve ortağı Hakan’a düşer. Hakan Semih’in boşandığı eşinin kardeşidir. Semih’i çok sever, onun izinde gider. Hakan, Semih’ten çekinir, geri durmalarını, kendi işlerini  bakmalarını ister.

Yazar Turgut Bey hapishaneden çıkartılır, İzzet Beyle müdürün odasında kahve içeceklerdir. Amacı birtakım cilalı laflar ile serbest bırakılacağı söyler. Buraya düşmesinin sebebi ihbar olduğu ve ihbarcınızın adı Semih Ateş olduğu, idari yazışmalar tamamlanınca serbest bırakılacağını ifade eder.

Semih ile Hakan bir arada otururken  Polis amiri Rıfkı çıkar gelir.  Semih ile konuşmak ister, odaya geçerler. Rıfkı Hakan’ı içeri almaz, kapıyı yüzene kapatır.

Semih’e artık işine gücüne dön istiyorum. Üzülüyorum oğlum sana… Semih; Üzülecek bir şeyim yok Rıfkı diye karşılık verir. Rıfkı; “Var, var, senin şu sansürde bekleyen filmin yok mu? Artık yok. Araya girdim.” Kuruldan izin kağıdını çıkartığını söyler Semih’e uzatır.

Semih derin bir nefes alır.”Niye yapıyorsun bunu Rıfkı..” Kıyak yaptın, kıyak yapıyorum, artık yoluna bak. Geçti gitti, bitti diye düşün. “Semih; Turgut diye sorar. Rıfkı; O da çıkacak diye cevap verir. Semih; Eyvallah Rıfkı, sağol diye cevap verir. Rıfkı’nın çıkması ile Hakan içeri dalar. Ne ayakmış Enişte… Semih izin kağıdını uzatır. Hakan; Valla mı, enişte bak para gelecek.

 

Tülin ile İzzet, Semih’in vizyona yeni çıkan filmini birlikte izlerler. Tülin; Nasıl buldun diye sorar? İzzet; Gerçekçi. Amerika neden bunu yapıyo sormanın bir manası yok. İzzet; paltosunu Tülin’in omuzuna koyar. Arabasının bagajından çıkardığı şampanya şişesini çıkartır: Tülin; Hazırlanmışsın. Şampanyayı patlatır, kadehlere doldurur, buyurun sizi evinize kadar eşlik etmek isterim. Kapıda annesi Adviye Hanım karşılar, içeri davet eder, İzzet geç oldu saat, başka zaman der ve girmez. Paltoyu verir, şişeyi alır.

Semih, Rıfkı’nın evine gizlice gelir. İntihar eden kişinin mutlaka bir mektup bıraktığı düşüncesi ile o çekmecelerde mektup arar. Tıkırtıya Rıfkı’nın teyzesi duyar, kimsin, Rıfkı sen misin oğlum diyerek gelir. Görme özürlüdür. Semih; Ben arkadaşıyım teyze.. İzzet.. hani hep telefonda konuşuruz ya..  Bir şey unutmuş onu arıyorum, ama bulamadım.

Semih büroya gelir. Hakan; Enişte Nebahat veda etmeye gelmiştir, öyle mi? Gidiyor musunuz? Semih,  Ah be Nebahat.. Hakan; enişte asıl adı Adios’muş, Nebahat ile aynı manaya geliyormuş. Semihin içi burkulur, duygulanır. Semih Bey üzüldüğünüzü görüyorum ama, üzülmeyin. Hayat güzel yeniden başlarız, keşke hep beraber yaşayabilseydik. Ama olmuyor, olmadı. Olmasaydı demenin bir faydası yok., benim sizden öğrendiğim bir şey bu.. Ateş sönse bile, yeniden alev alıyorsa, o ateşi canlı tutan heyecanı minnet duymalıyız. Bu yazıhane boştu yeniden dolar. Sizin hep bir cevabınız oldu, yaniden başladınız, yeniden film çektiniz. Yeniden yazarsınız, çekersiniz, ben size inanıyorum Semih Bey. Semih çok duygulanır, göz yaşlarını tutamaz. Nebahat, gel buraya der, sıkı sıkı sarılır. Sonra da Hakan ile sarılır, adios… Semih Nebahat’ın arkasından sol elinin ayası ile göz yaşlarını siler.

 

Hemen o gün daktilosunu 3 nüsha kağıt koyar senaryoyu yazmaya başlar. Sigara üstüne sigara içer, kağıt üstüne kağıt harcar. Arada çay içer, gece olur yazmaya devam eder. Işıklar söner, mum ışığında yazmaya devam eder. Daktilonun başında esner, uyuyakalır. Neticede İzzetin tüm kirli çamaşırlarını kağıda döker, hakkında yazdığı senaryoyu bitirir. Ertesi gün Tülin’in kapısını çalar.

Sana bir şey getirdim. O sırada annesi Adviye çıkar gelir. Semih’e sen ne yüzle kapımıza geliyorsun, söyler misin? Getirsene mukaveleyi. Semih bu zarfın içinde mukavele var Adviye hanım. Adviye zarfı açar kağıtları parça parça yırtar, atar. Bu da Tülin’in okumasını istediğim senaryo… İzzet Bey korkutmuştur bunu. filmi gösterecek sinema bulamıyorsun. Hala senaryo mu getiriyorsun. Tülin yeterince üzüldük istemiyorum der ve Semih’e kapıyı gösterir.

 

Hapisten çıkan Turgut, arkadaşı ile konuşur. Daha önce ne yapıyorsan aynısını yap, Semih Ataş’in yanına git senaryonu yaz. Turgut; Beni ihbar eden alçağın yanına mı gideyim. Arkadaşı Turgut’a ısrar  eder, aldığı emri tatbik etiğini söyler.

Semih Hakan ile senaryo üzerine tartışır. Kötü adamı kim oynasa döktürür. Her şey çok sahici olmuş. Bu senaryoyu benden başka okuyan oldu mu? Yoksa bizi S….de ondan söylüyorum. Sen ne yapıyorsun abe.. İzzet olmuş Saffet. Hangi akılla yazdın bunu… Öleceksek ölelim, ama ecelimizle ölelim. Semih; Biz filmciyiz, al sana film. O sırada Turgut gelir. Hakan; okusun bakalım bizi s…mi? S….mezler mi? Aralarında tartışırlar, senaryoyu Turgut, okusun okumasın. Semih, içerden yeni çıktın, kafan dağılsın, sonra okursun.

Reha bey bürosundadır. Sekreterine arkasındaki Mine Cansu’nun afişlerinin kaldırmasını ister. O sırada isimsiz bir davet alır. O sırada karısına da aynı davet gelmiştir. Kızları Sezen ortalarda yoktur. Derhal o yere giderler. Tam bir batakhane, kızları Sezen yarı baygın yerde yatıyordur.

Orada Belkıs da vardır. Sezenin annesi kızıma ne verdin, ne yaptın diye haykırır. Belkıs; Çocuklarımız önemli, bizden çok daha önemliler. Haksız mıyım Reha Bey, sizin kızınız Sezen, benim oğlum  Semih.. Onlar için her fedakarlığı yapmaz mıyız. Reha o sırada Semih’in Belkıs’ın oğlu  olduğunu öğrenir. Tilki kadın Belkıs, üstü kapalı Reha’yı tehdit eder, onlar için her fedakarlığı yapmaz mıyız?

 

Semih, meyhanede bir kadeh içerken, meyhaneci Faik’in cenazesini sorar. Onun arabasını aldığını varislerine vermek istediğini söyler. Ben o arabaya binemem, istersen sana satayım. Semih arabanın anahtarını alır, arka sokaktaki arabanın bagajını bakar, torpido gözündeki zarf içindeki çekilmiş uygunsuz fotoğrafları görür. Mine’nin de fotoğrafları vardır, görünce şaşırır, irkilir.

Semih; Mine’nin evine gider, konuşa bilir miyiz, elindeki resimleri Mine’ye gösterir. Mine resimleri bakar. Bunları görmen çok utandırıcı.. Semih; utanan değil, utandıran suçlu Mine.. İzzet ile münasebetin devam ediyorsa başka her şeyi yapabilir bu herif. Faik çekmiş bunları,, Gizlice, belki kendini garanti altına almak istedi, belki de şantaj yapmak istedi. Öldü gitti, niyeti neydi bilmiyorum. Başka fotoğraf ve filmler varmış Semih, etrafındaki herkesin fotoğrafı olabilir. Semih bu fotoların çekilme yerinin otel olduğunu öğrenir. Doğruca oraya gider. Elindeki maymuncukla kapıyı açar, odaları dolaşır. Valizin anahtarını İzzet’in paltosu cebinde bulur. Valizde Tülin dahil birçok kişinin resimlerini bulur.

Tam o sırada İzzet ile Tülin içeri girerler, Tülin’i kendine çeker öper. Semih ara kapıyı kapatır. Kapı çalar, Tülin de saklanmak için Semi’in yanına gelir, Semih ani hareketle Tülin’in ağzını kapatır ses çıkarmamasını ister. Gelen Rıfkı Bey ile polis yan odadan fotoğrafları çeken Faik’i tahkikat için İzzet’e sorular soracaktır. Semih elindeki fotoğrafları gösterir, İzzet’in katil ve sapık olduğunu, her şeyi anlatacağını söyler. Senaryoda bütün bunları anlattığını, okumasını ister. Elini ağzından çeker, sırf onun için buraya geldiğini anlatır.

İzzet kendisi Faik’i tanımadığını, olay ile alakası olmadığını, çalışması gerektiğini polis ile Rıfkı’yı gönderir. Tülin Semih’in yanından İzzet’in yanına geçer. Tülin karnına ağrı girdiğini gitmek istediğini söyler. İzzet Tülin’i evine bırakır.

Peşinden Semih Tülin’in evine gelir, yazdığı senaryoyu Tülin’e okutur. Tülin, bunların hepsi gerçek mi? Semih katilin yaptığı her şey gerçek. Evet cevabını alında ben oynarım bu filmde der. Adviye Hanım yine mi sen diye gelir. Kızım ne dedi de yolundan döndün. Semih iyi geceler der çıkarken oynarım dedin zor olacak, zorluk çıkaracaklar biliyorsun. Asıl zor olan, Semih birbirimizi üzmeyelim, pişman olmayalım, annemi kastetmiyorum. Ne olur ruhumu bi da yaralama. Semih durgunlaşır sol eliyle Tülin’in alnındaki saçlarını düzeltir, bu hareket Tülin hoşuna gider.

İzzet; bir taraftan uygunsuz filmleri izler, fotoğrafları bakar, sonra da bir bir yakar.

Semih eve gelir, Turgut uyuyamamıştır. Okudun mu senaryosu.. Eline sağlık bu kadarını beklemezdim senden. Semih yıllardır senaryo okuyoruz bi şeyler kapmışız. Turgut; Cesur bir senaryo olmuş, kimi oynatacaksın? Yılmaz der.

Belkıs Hanım, Mine’nin evine gider. Reha Beyin Semih’in filmleri için salonlarını açacağı müjdesini verir. İki Kız Kardeş filminin de senaryosunu geri alır. Bütün bu yaptıklarını Semihin bilmemesinin onun da söylememesini ister.

Semih: Yılmaz Güney ile konuşur, senaryoyu okumasını politikacıyı oynamasını ister. Ezber bozarsak ses getireceğini söyler.  Reha’yı eskilerden Belkıs’ın çökerttiğinden söz eder. Bunların ipliğini pazara çıkartacaksak, varım der ve el sıkışırlar.

İzzet adamlarını, Tülin, Hakan ve Semih’in peşine takar.  Hakan’a kaçmaları için ihbar telefonu gelir. Sokaklarda bir sürü adamlar peşlerindedir. Semih ile Tülin sokakta koşuşurlar. Peşlerinde bir sürü adam vardır.  Tülin’i köşeye sıkıştıran adamı Semih vurur ve bayıltır. Tülin bizi saklayacak bir yer biliyorum diyerek Belkıs’ın evine sığınırlar.

İzzet Bey, Rıfkı’ya Semih’i bulup getirmesini ister. Elindeki senaryoyu şantaj aleti gibi görür. İzzet Reha’ya Semih’i aradığını söyler. Reha, belki annesi biliyordur nerede olduğunu. İzzet, adamı Rıfkı’yı Belkıs hanımın evine gönderir. Kolları uzun olan Belkıs’a telefon gelir. Semih’e polisin buraya geldiğini söyler. Hemen çıkmaları gerekmektedir. Semih arka kapıdan bahçeden gönderilir. Rıfkı adamları ile gelir ama bulamaz. Belkıs ben de bilmiyorum nerede olduğunu diyerek Rıfkı’yı gönderir.

Semih Yılmaz’ın evine gelir senaryoyu okuyup okumadığını sorar. Sıkıştıyorlar, korkuyorlar bunlar, bizim bu işi bugün halletmemiz lazım. Yılmaz; Benim muhbirlerle işim olmaz diyerek senaryoyu Semih’e fırlatır. Turgut’u kim içeri attırdı, neyse uzatmayalım ağzımızın tadı daha fazla kaçmasın diyerek kapıyı gösterir.

Rıfkı; Belkıs Hanımın evinde yoktu biz gelmeden çıkmış. İzzet çok sinirlenir elini duvara vurur, zamanında yetişseydiniz şaşardım. Yılmaz’ın basın toplantısı davetiyesini göstererek, bana davetiye yolluyor, tülin de oynuyormuş, öfkeden çılgına döner. Bu iş bu gün bitecek Rıfkı.. Çığırtkanlar Beyoğlu sokaklarında anonslar yaparak davetiye dağıtırlar. Saray sinemasına Yılmaz Güney’in iştiraki yapılacak “Cehennem İçimizde” filminin basın toplantısına halkı davet ederler.

Semih; Turgut ile yüzleşir, keşke Yılmaz ile konuşmadan önce benimle konuşsaydın. Ben seni sırf Nebahat için yaptım. Ama olmadı, Nebahat gitti. Turgut; Bana evini açtın ekmeğini paylaştın, seninle kavga edemem. Semih, ben Turgut Koministtir demedim, herifler senin peşindeydi, söz vermişlerdi sana dokunmayacaklardı.

Adviye Hanım kızı Tülin’e o senaryoyu İzzet’e verdiğini söyler, Tülin annesine çok sinirlenir.

Saray sinemasının salonu dolmuştur, Rıfkı da polisleriyle kontrola gelir. Semih; Yılmaz’ın toplantıya gelmeyeceğini söyler. Hakan, bunca adam ne olacak, valla sonumuz olur bu.. ne demek gelmiyor.  Tülin telaşlanır, bir açıklama yapmamız lazım. Semih, ben çıkar söylerim. Hakan, buyrun Yılmaz yok, ben varım mı diyicen. O sırada içeri Rıfkı ve polisler girer. “Semih, yazıhaneye alalım seni” Der. İzzet’in bulunduğu odaya girerler. İzzet; Bu kepazeliğe ne zaman son vereceksin? Semih; Alt tarafı bir senaryo yazdım, film çekecem. İzzet; Senaryo dediğin iftiralarla dolu bir paçavra.. Bu devletin memuruna iftira ediyorsun. Semih; Sen devlet değilsin. Sen bu gücü kendi menfaatleri uğruna kullanan bir musibetsin.  Tülin mi gaza getirdi seni. Kime güveniyorsun. Kimsenin seyretmeyeceği boktan bir film çekerek bana zarar vereceğini mi zannediyorsun.

Salondan sesler yükselir, Rıfkı alalım arkadaşı.. Semih o iş öyle kolay değil. Duyuyorsunuz de mi Yılmaz geldi.

Tam bu sırada alkış sesleri arasında Yılmaz sahneye çıkar. Ne diyor ozan benim yaralarım türlü türlüdür. Gel ağlatma beni ellere karşı, dökme zülfün yellere karşı. Bizim sevgilimiz bu memlekettir, dostlar. Düşman kim, alan dünya, yalan dünya, dolan dünya.. Zalimlerin yönettiği dünya. Hesabımız var sizle, hesabımız var.

İki ay içinde filmimiz burda olacak, görenler görmeyenlere anlatacak. Gazeteler bundan bahsedecek. Bütün Anadoluyu gezecek film. Akıllarında bir tek bir soru olacak, filmdeki o lanet herif kim. Onca kötülüğü yapan o kızı elleri ile boğan, fotoğrafçıyı intihara sürükleyen, her istediğini yapıp, insanlara ahlak satan o herif kim diye soracaklar. Sen bundan korkuyorsun. İzzet; O dediklerinin hiç biri olmayacak o film çekilmeyecek.  Semih, Afişteki Mandrake’yi  göstererek, Rıfkı bu  adem kimdir biliyor musun? Bu muhteremin adı; Mandrake’ydi. Büyük sihirbaz, hırsız, dümencidir kalpleri çalar, akılları uçurur. Cebinden kapalı bir zarf çıkartır. Bu ne biliyor musun? Rıfkı biliyo, ama bende olduğunu bilmiyordu. Ben oradayken sen de oradaydın. Mektubunu kör teyzesi göstermiştir Semihe… Faik’in intihar mektubu.. İzzet renkten renge girer, o senaryoyu bu mektubun sayesinde yazdım.

Şimdi Yılmaz’ın yayına gidiyorum. Sahneye çıkamazsan bu mektubu herkesin okumasını sağlayacağım. Yılmaz, Tülin ile sahnededir ve Prodüktörümüz Semih Ateş… Sahneye çıkar, Yılmaz ile kucaklaşırlar. Ellerini kaldırarak seyirciye selam verirler. Yandaşlar salonu terk ederler.

Semih tam o sırada solanda seyircilerin ortasında  Kosta amcasını görür gibi olur. O Semih’i var gücü ile alkışlıyordur. Semih, çok duygulanır, gözleri dolar.

Turgut, arkadaşı ile konuşur. Yılmaz’ı o sahneye çıkmasını istemiştir. Semih Ateş az evvel başbakan olacak birini devirdi.  bundan sonra el üstünde tutulacak Yeşilçam’da yükselecek.  Yeşilçam önemli Turgut, ya içinde olacağız, ya yanında..

Semih salonda koltukta tek başına oturuyordur. Rıfkı yanına gelir. Semih; Ne o tutuklamaya mı geldin beni yoksa. Rıfkı merak ettiği o mektubu ister. semih cebinden çıkartır verir. Bambaşka yazılar. Rıfkı gülümser, oyuna gelmişlerdir. O var olan mektubu Rıfkı yakmıştır. Mektubun varlığından emindin. Semih, karşınızda yılların filmcisi var.  Hiç kimse hikayesinin unutulup gitmesini istemez, her intiharın bir mektubu olur. Sen o mektubu İzzet’e söylemedin, tehlikeli bir oyun oynadın, söyleyebirdim. Semih; Eğer o blöfü yapmasaydım ondan kurtulamazdın. Rıfkı; İzzet fazla gidemezdi, arabayı baştan devirdi. İzzet belki başbakan olacaktı.

Bana emredildi ben de yaptım. Bu film bitti, ama yenisi gelecek. Semih’e Senle daha çok işimiz var, der çeker gider.

Daha sonra Tülin gelir, “Başardık semih Ateş ne bu halin. Erol’un gemisine gidelim, ben ısmarlıyorum bu akşam, hadi.”

Rıfkı’nın dediği gibi bu Yeşilçam’ın daha 10 bölümlük 2.sezonu var. Semih Ateş rüzgarı devam edecek!

Keyifli Seyirler

Abdurrahman Balcılar

 

Not: Resimler filmden screenplay yöntemi ile aldığım için temizleyemedim pek güzel olmadı, affınıza sığınırım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir