Kurt Seyit ve Şura / Seyit ve Şura Karadeniz’den Anadolu’ya geçecekler!

Star Tv.in macera dizisi “Kurt Seyit ve Şura” dün akşam 5.bölümüyle ekranlarımızdaydı. Nermin Bezmen’in romanından uyarlanan, Ay Yapım’ ın bu güzel dizisi nedense reytinglerde çok da başarılı olduğunu söyleyemiyorum. Şanssızlığı, gecenin her iki dalda birincisi olan “Küçük Ağa” dizisinden sonra yayın hayatına başlaması. Küçük ağa dizisi çok sevilmiştir. Bu diziyi izleyen de, aynı gece bırakıp Kurt Seyit ve Şura’yı izlemedi. Bu nedenledir ki, reytinglerde arkasında kaldı. Bu hafta AB’de 4.sırada, Total’de 9.sırada yer almıştır.

Geçen bölüm doğum sancısı geçiren Celil’in sevgilisi Tatya düşük yapar ve çocuğunu kaybeder. Şura, onun bu durumuna çok üzülür. Celil’de başında dua eder, acısını dindirmeye çalışır.

Seyit, babasından aldığı Rus geline ret cevabından sonra kendisine gelemez.

 

Göl kıyısında düşünür, babasının bu kararını içine sindirmeye çalışır.

Barones, Odesa liman şehrindedir. Yasal yollardan İngiltere gitmek için mektupla Viktor’dan yardım ister. Viktor ziyarete gelir, normal koşullarda Çanakkale Boğazı’ndan geçmek imkansız olduğu belirtir. Ancak İstanbul’ a gitmesini sağlayabileceğini söyler. Resmen ajanlık yapmasını teklif eder.

Seyit, çocukluk arkadaşı Rus Yasef, göl kıyısına gelir. Seyit’in uzattığı eli sıkmaz, belli ki bu günlerde düşmanlık rüzgârları estiğini hemen anlar. Aralarında sert konuşmalar geçer. Ülkedeki gerginlik Kırım’a da sıçramıştır. Tatsız bir şekilde ayrılırlar.

Baba Eminof’un tarlasında çalışan adamlarda eksilme vardır. Silahını alan isyancılara katılmaktadır. Baba Eminof kazmayı eline alır, tarlayı kazmaya başlar. Oğlu Mahmut müdahale etse de, onu engelleyemez.

Şura, Seyit’i bekler. Aynanın karşısında kendini seyreder, hüzünlenir. Petro da dalga geçer, arazide kayboldu herhalde, ya da dünyalar güzeli, senden daha güzel bir kız buldu. Şura Seyit beni zorda bırakmaz. Petro, ben sana hayran kaldım, Seyit için bilmediğin topraklardasın.

Seyit gelir, Şura ile sarılır. Petro’ya da hoş geldin der. Tatya’ya geçmiş olsun dileklerini iletir. Tatya benim yüzümden gidemediniz. Seyit, hep beraber gideceğiz çiftliğe. Akşam evde beraber yemek yerler, konuşurlar. Petro’nun geliş sebebini sorarlar. Petrograd’ da işlerin kötü olduğunu, buralarda beyaz ordu kurulduğunu duyduğunu, katılmak üzere geldiğini söyler.

 

Şura, çiftliğe haber yolla, bizim hiçin hazırlık yapmasınlar. Seyit, bir türlü seni istemiyorlar diye, söyleyemez.

Baba Mehmet Eminof sinirinden kendisini işe verir. Kimseye eyvallah etmez. Evde huzursuzluk vardır. Mahmut’un karısı gidelim buralardan, deyip İstanbul’a gitmek ister.

Aralarında Yasef’in de olduğu isyancılar aralarında konuşurlar. Daha da güçlenmeyi beklemektedirler.  Çiftlikte herkes yatar. Petro çiftlikten ayılırken, Celil görür. Sorar, fazla uzaklaşmamasını söyler. Petro, isyancılarla buluşur. Saldırıya geçmek için, biraz daha beklemek gerektiğini söyler.

Seyit ile Şura geceyi beraber geçirirler. Seyit’in huzursuzluğunu Şura fark eder. Seyit, uyuyan biricik sevdiği Şura’yı seyreder. Gece uykudan uyanan Şura, annesine mektup yazar. Seyit, ailene saygılarımı ilet, der. Ailesinin üzülmemsi için her şeyi yazmaz. Şura, beni yanında getirdiğin için pişman mısın? Diye sorar. Seyit; kesinlikle hayır, diye cevap verir.

Celil, ormanda atıyla dolaşırken Güzide’yi bulur. Tam Celil onu öperken biri seslenir, uyanır. Bu bir rüyadır. Ablasına güzel şeyler olacak, der.

Seyit, Celil ve Petro sabah çiftlikten ayrılır. Şura, nereye gittiğini sorsa da tam açıklama yapmaz. Şura, mendilini çıkartır verir. Celil de Tatya ile vedalaşır. Her üçü atlarını dörtnala sürerler.

Mahmut, kıyıda taka sahibi ile görüşür. Karşıya gidecek iki yolcu var. Taka, sahibi altın verse de götüremeyeceğini söyler. Ancak silah temin ederse, alabileceklerini, karşıdakilerin silaha ihtiyacı olduğunu söyler.

Şura’nın ablası Kostantin ile evlenmiştir. Çok da mutludur, bu mektubu sana barones olarak yazıyorum diye başlar. Şura da sana hiçbir zaman gönderemeyeceğim mektuplar diye söze başlar. Seyit’i çok sevdiğini, onunla çok mutlu olduğunu söyler. Seyit’in karşı kıyıya Türk topraklarına gitmekten bahsettiğini yazar.

Osman yengesini çok merak eder, gelir bahçeden bakar. Şura seslenince kaçar gider. Osman evden ağabeyine gelen mektupları cebine koyarken annesi Zahide Hanım görür. O da yazdığı bir mektup verir, al bunu da götür. Osman’a evde ihtiyacım var deyip, babası ile sabah göndermez.

Seyit, babam eğitimli bir kızla tanışmak bile istemedi diyerek Celil’e söyler. Petro yattığı yerden onları dinler. Ben kararımı verdim, Şura’yı alıp karşı kıyıya Türk topraklarına gideceğini söyler.

Osman’ın atıyla gidişini babası görür, Mahmut’a sen karışma deyip, peşine takılır. Şura, geleni sorar. Seyit’in kardeşi Osman ile tanışırlar. Abisinin mektuplarını verir. Tam o sırada babası gelir. Oğlumun misafirleri bizim de misafirlerimiz sayılır. Başımızın üstünde yeriniz var, dese de soğuk karşılar. Hayırlı günler der ve gider. Şura, Osman’ı Seyit’e benzetir çok beğenir. Şura bu soğuk karşılaşmayı çok üzülür, kendisinin istemediğini hemen anlar. Üzüntüden gözyaşlarını tutamaz.

Dönüşte Zahide Hanım iki oğlunu da babaları ile görünce, Osman’ın yakalandığını anlar. Mehmet Eminof, bana rağmen benim sözlerimi çiğnedin, beni ezdin geçtin, alacağın olsun diyerek karısına ağır konuşur.

Seyit bir at arabasına silahları doldururlar. Yolda tuzağa düşerler. İsyancılar silahları ile üzerlerine saldırılar. Silahlı çatışma başlar. Petro bir ağacın gövdesine kendini siper eder. Nereye ateş ettiği belirsizdir.

 

Seyit ile Celil arabanın yanındadır. Petro tabancasını onlara doğrultur ateş eder ve 5. Bölüm burada biter.

Petro’nun kurşunu Seyit’e mi? Celile mi? Yoksa, karavanaya mı gitti göremedik. Haftaya hep beraber bekleyip göreceğiz.

Keyifli Seyirler.

Saygılar ve sevgiler.

Abdurrahman Balcılar

Twitter: abdurrahman balcılar@abbalcilar

Mail : ab.balcilar@hotmail.com

Blog: milliyet.com.tr/cansever

Not: Görseller internetten ve dizifilm.com’dan ve tarafımdan diziden kopyalanarak alınmıştır.