Pana Film’den yeni dizi atağı, “Haşhaşiler”.

TV Programları

fft81_mf2808793

Pana Film uzun yıllar televizyonlarımızda “Kurtlar Vadisi” ve “Kurtlar Vadisi Pusu” dizisi ile ses getirdi. Halen Kanal D. ekranlarında oynayan dizi  az da olsa reytingleri düşmeye başladı. Bu nedenlerle olsa gerek Pana Film yeni bir arayışa geçti.

Yeni projesi Selçuklu İmparatorluğu’nun en görkemli dönemlerini anlatacak. Yapımda Alparsan, Hasan Sabbah, Nizam-ül Mülk ve Ömer Hayyam gibi tarihe  tarihe damga vuran karakterler yer alacakmış.

hashasiler-kimdir-hashasi-ne-demek--3965450

Pana Film Twitter sayfasında Yazete’de yer alan haberine göre, Sultan Alparslan’ın Anadolu’nun kapılarını Türk’lere açtığı 11. Ve 12. Yüzyıla ışık tutacak olan projede dönemin dikkat çeken tarihi kişiler yer alacak. Hasan Sabbah’ın ve kurduğu Haşhaşi örgütünün dönemin devletlerinde estirdiği terör faaliyetlerini de izleyici karşısına çıkaracağı yapımın önemli mekânlardan birisi de Haşhaşi’lerin merkezi olan Alamut Kalesi olacak.

Haşhaşiler - Pana Fim

Pana Yazılım Grubu tarafından kaleme alınan yapımın tarih danışmanlığını Prof. Dr. Mehmet Çelik yapıyor. Oyuncu kadrasu henüz belli olmayan yapımın yakında izleyici karşısına çıkması bekleniyor.

150120140957108050905

Pana Film’in yakın dönem planları arasında dizi projesi ile birlikte ‘Alparslan’ konulu film de yer alıyormuş.

Oldukça deneyimli olan Pana Fim ile Kurtlar Vadisi tadında bir dizi çıkaracağını tahmin ediyorum. Şimdilik hangi kanalda ve ne zaman yayınlanacağı hakkında bilgi yok.

İyi bir yapım olması dileği ile.

Haşhaşiler hakkında biraz ansiklopedik bilgi aktarmak istiyorum:

Haşhaşiler (Arapça:‎ Haşhaşiyye ya da Arapça:‎ Haşhaşiyyun), 1090 yılının Eylül ayında İsmaili din adamı Hasan Sabbah tarafından kurulmuş dini tarikat ve siyasi örgüt.

Tarikat, İsmaililik mezhebini temel alan Fatımi Devleti‘nde dinsel bir hizipleşme sonucu ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan iki koldan biri olan Nizariliğin temsilcisi olan Haşhaşiler önce İran sonra da Suriye’ye yayılmıştır. Kuşatılması ve ele geçirilmesi güç kaleler temelinde örgütlenmiş olan Haşhaşiler önemli kişilere yönelik suikastlere dayanan etkili bir askerî strateji geliştirerek Orta Çağ İslam dünyasında çok önemli ve farklı bir güç olarak ortaya çıkmıştır. Haşhaşiler ideolojik açıdan dönemin Sünni siyasî ve dinî çevrelerini, özellikle de Abbasi Devleti ve onun koruyucusu olan Büyük Selçuklu Devleti‘ni düşman kabul etmiştir. Bununla birlikte Haşhaşilerin Haçlı devletlerini ve Moğol İmparatorluğu‘nu hedef alan bazı saldırıları da olmuştur.

“Haşhaşi” kelimesinin kökeni ve anlamı 19. yüzyıla kadar Batı dünyasında tartışma konusu olmuştur. 19 Mayıs 1809 tarihinde Silvestre de Sacy‘nin Institut de France‘da yayınladığı bildiride kelimenin etimolojisine getirdiği açıklama kabul görmüştür. Sacy’e göre Batı dillerinde “suikastçı, kiralık katil” gibi anlamlara gelen ve en erken Haçlı Seferleri kayıtlarında rastlanan “assasini, assissini, heyssisini” gibi kelimelerin kökeni Arapça‘daki “haşhaş” kelimesidir. Bu kelimenin çoğulu ise “haşhaşiyyun, haşhaşin” gibi kelimelerdir.

“Haşhaş” kelimesi Arapça‘da “kuru ot” ve “hayvan yemi” anlamına gelir. Sonraları kelimenin anlamı uyuşturucu etkisiyle bilinen hint keneviri ile özdeşleştirilmiştir. Silvestre de Sacy, Haşhaşilere bu adın haşhaş kullanma alışkanlıkları yüzünden verildiği kanısını benimsememekle beraber bu adın, şeyhin fedailerine vaat ettiği cenneti tattırabilmek için onlara gizlice haşhaş içirmesiyle ilgili olabileceğini düşünmüştür. Bunu da özellikle Marco Polo‘nun seyahatnâmelerinde geçen cennet bahçeleri hikayesiyle temellendirmiştir. 1273 yılında İran’dan geçmiş olan Marco Polo’nun seyahatnâmesindeki hikaye kısaca şöyledir:

Kendi dillerinde şeyhlerine “dinin büyüğü” anlamına gelen Alaeddin diyorlardı. Şeyh iki dağ arasındaki vadiyi kapatmış ve burayı sütten, baldan ve şaraptan akan sular, güzel huriler ve çeşitli meyve bahçeleriyle donatmıştı. Dağın şeyhi müridlerinin gerçekten cennette olduklarını zannetmeleri için burayı Muhammed‘in cennet tasvirine benzetmişti. Bizim yaşlı adam dediğimiz bu efendi fedailerine iksirinden içirerek onları dörderli, altışarlı gruplar halinde bahçeye taşıtıyordu. Gerçekten cennete gittiklerini zanneden müridlerini bir göreve göndereceği zaman şeyh “Gidip şunu şunu öldüresin. Meleklerim seni cennete götürecektir.” diyordu. Şeyh’in cennetine geri dönebilme arzusuyla fedailerin göze almayacağı hiçbir tehlike yoktu.

 

 

Saygılar, sevgiler.

Abdurrahman Balcılar

Twitter: abdurrahman balcılar@abbalcilar

Mail : ab.balcilar@hotmail.com

Blog: milliyet.com.tr/cansever

Blog: balcilar-blog.com

 

Not: Görseller İnternetten ve Pana Film Twitter sayfasından, ansiklopedik bilgi Vikipedi’den alınmıştır.

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir