Çağatay Ulusoy’dan dobra dobra itiraflar!

Magazin

1468678 yaman
Çağatay Ulusoy, magazin basınında ve sosyal medyada en çok konuşulan oyunculardan biri. Ayrıca Ay Yapım’ın iki sezondur devam eden fenomen dizisi “Medcezir”in oldukça başarılı bir oyuncusu. Yakışıklı oyuncu çok seviliyor ve dizideki üstün performansı ile de çok konuşuluyor.
Çağatay Ulusoy ile Aralık 2014 tarihinde, HaberVesaire’den Nil Atilla’nın yaptığı bir röportaj bu sabah mail kutuma düştü. Okudum, çok beğendiğim için bu röportajı, Çağatay sevenlerinin de okuması amacıyla kendi blog sayfamda da Nil Atilla’nın izniyle paylaşıyorum.
HaberVesaire’den Nil Atila, Türkiye’nin yeni nesil jönleri arasında sivrilen Çağatay Ulusoy’la konuştu…

Türkiye’nin en gözde oyuncularından Çağatay Ulusoy’la İstanbul Yeniköy’de bir kafede buluştuk. Randevuya benden önce gelmişti. Kendisine, daha önce sorulmadığını düşündüğüm sorular yönelttim.Hepsini uzun uzun düşünerek cevapladı. Tabii çevredeki hayranların fırsat verdiği ölçüde…

Çağatay Ulusoy

İlk ne zaman tanındığının farkına vardın? Best Model’de (Ulusoy 2010’da ‘Türkiye’nin En İyi Modeli Yarışması’nı kazanmıştı) birinci olduğum günün akşamı Adını Feriha Koydum dizisi için teklif aldım. Sonraki hafta çekimler, ondan bir ay sonra yayın başladı dizinin. O zamanlar çok yoğun çalıştığımız için tanınıp tanınmadığımın farkında değildim. Ama üç dört bölümden sonra tanındığımı artık fark ettim. 

Hoşuna gitti mi?
Tabii, ilgi güzel bir şey kimin hoşuna gitmez ki. Hiç tanımadığınız insanlardan güzel şeyler duymak, size karşı güzel şeyler hissetmeleri farklı bir duygu.

En çılgın hayranını anlat bize, ne yaptı?

Bir restoranda yemek yiyordum. Beni orda gören bir hayranım, arkadaşlarına haber vermiş. Birkaç kişi geldi ve yemek yediğim tabak ve çatalı satın almak istedi. Bu çok garip bir olaydı gerçekten, çok şaşırmıştım.

“Canlandırdığım karakteri Twitter’da arıyorum”

Kötü eleştiriler alıyor musun?
Evet, kötü eleştiriler de duyuyorum tabii. Hepsini dikkate alıyorum, Twitter’dan yorumları okuyorum. Dizi yayınlandıktan sonra canlandırdığım karakterin ismini aratıyorum Twitter’dan ve hakkında yazılan yorumları okuyorum. Ona göre eksiğim varsa daha özen gösteriyorum, düzeltmeye çalışıyorum. Disiplinli olmaya çalışıyorum. Yapamadığım, seyircilerin gözüne batan bir şey varsa onun üstüne gidip düzeltiyorum.

Kendini izlerken ne hissediyorsun?
İlk başlarda hiç kendimi izleyemiyordum çok garip geliyordu bu sürece alışana kadar. Adını Feriha Koydum’da 80 bölüm çektik ama toplasan altı yedi bölüm izlemişimdir. Kendini izlemenin kesinlikle yararı var. Eksiklerimi görmemde yardımcı oluyor. Yaptığımız işle gurur duyuyorum, çok güzel bir iş, çok güzel kadro kendimi de geliştirdiğimin farkındayım. Ama hiçbir zaman “tamam, ben oldum” diyemem. İnsan kendini sürekli geliştirebilir, bende gün geçtikçe kendime katıyorum.

Oyuncu olmasaydın ne olurdun?
Piyasaya gireli yaklaşık beş sene oldu. Bundan beş yıl önce bana ilerde ne olmak istiyorsun diye sorsaydın, oyunculuk yapacağım aklıma gelmezdi. Oyunculuk yapmasam ne yapardım şimdi tam kestiremiyorum ama o dönem basketbola çok önem veriyordum. Antrenörlüğe meraklıydım, hatta boş vakitlerimde bizden küçük yaş gruplarını çalıştırıyordum. Spor üstüne bir şey olabilirdim ama aynı zamanda kamera arkasına ilgim vardı. Yani kamera önü olmasa bile bu sektörle alakalı bir şey olabilirdi, kameraman olabilirdim mesela.

Eğitim derecen nedir?
Üniversite okuyorum. Severek girdim, doğayı çok seviyorum zaten. Bitkileri öğreniyoruz tasarım yapıyoruz üç boyutlu çizim programları kullanıyoruz keyifli geliyor. Bu mesleği yapar mıyım bilmiyorum ama diplomamı alacağım, belki hobi amaçlı yaparım.

Beğenmediğin bir rol teklifi geldi. Sana ayırdıkları bütçe çok yüksek, kabul eder misin?
Oyunculuğa çok profesyonel bakmak gerekiyor. Yaptığım iş beni maddi açıdan tatmin etse de manevi açıdan tatmin etmiyorsa yapmam. Dikkatli olmak zorundayım. Seçiciyim, çok iyi projeler seçmeye çalışıyorum, maddiyat benim için ikinci planda. Öncelikle içinde bulunduğum durum beni manevi açıdan tatmin etmeli, hiç bir huzursuzluğum olmamalı. Parayı ön planda tutmuyorum.

Hollywood’dan 20 milyon dolarlık başrol teklif geldi. Fakat Türkleri kötü gösteren bir film… Kabul eder misin?

Her ne kadar profesyonel olmaya çalışıyorsam da, kendi ırkıma kendi milletime böyle bir şey yapamam.

50 milyon?
(Gülüyor) Parayla ilgisi yok kendi ırkımı, kendi milletimi aşağılatmam, öyle bir şey yaparsam kendimi de inkâr etmiş olurum o yüzden kabul etmem. Bir Türk olarak bana böyle bir teklif yapmazlar diye düşünüyorum. Zaten henüz yurt dışından dizi-sinema teklifi gelmedi.

“Özel hayatım hakkında konuşmak istemesem de bazen gerekiyor”

Basında çıkan ve seni magazinden soğutan bir haberi anlatır mısın?
Özel hayatımla ilgili konuşmayı tercih etmiyorum ama bazı yerlerde de konuşmamız gerekiyor. Çünkü sustuğumuz anlarda her şeyi kabul etmiş algısı oluyor. İnce çizgiler var, konuşacağın yeri iyi bilmek lazım. Yoksa her şeye karşılık verirsen insanlar senden her olayda cevap bekliyor ve sürekli magazinle gündemde kalıyorsun. Zaten öyle bir vaktim yok. Yaptığım iş ile ön planda olmak istiyorum, yaşadığım aşklarla ya da sosyal hayatımla değil.

Dava açıyor musun?
Hayır, şu ana kadar böyle bir şey yapmadım, davalık bir durumum olmadı, olmasın da.

Kendini geliştirmek için ne yapıyorsun?
Enstrümanlara sardım bu aralar. Piyano aldım, bir yandan bateri dersleri almaya başladım. Gitar zaten çalıyordum. Kulağımın iyi olduğunu düşünüyorum arada dizide şarkı da söylüyorum. Sesimin iyi olduğunu söyleyemem, keyif alıyorum sadece. Gitarı da kendim için çalıyorum bana keyif veriyor. Seneye bir sinema projem var. Bir bateristi canlandıracağım, aslında bundan dolayı bateri dersleri almaya başladım.

Nasıl bir proje olacak?
Ay Yapım ile çalışacağım yine. Daha adı ve kadrosu belli olmayan bir film, senaryosu henüz bitmedi. Anadolu Kartalları’ndan sonra ikinci sinema filmim olacak. Çok iddialı bir proje…

İdil Fırat ile sevgili olduğunuz konuşuluyor…
Gereksiz haberler çıkıyor, insanların yazarken daha saygılı olmasını diliyorum.

Seni aldatan sevgiline ne yaparsın?
O zaten kendi seçimini yapmıştır, o saatten sonra yapabileceğim bir şey yok önüme bakarım. Hiçbir şey söylemem, söylenecek söz kalmaz o saatten sonra.

“Çılgın şeylere açığım”

Aşık olduğun kadına nasıl evlenme teklifi edersin?
Şuan evlilik konularına çok uzak olduğum için net bir şey söyleyemem, ama köprüye lazerle yazı yansıtmak güzel bir fikir. Biz bu çevrede oturduğumuz için sıradan geliyor artık, ama deniz görmeyen o kadar çok insan var ki… Unutamayacağı bir şey hazırlarım çok özel, kimsenin yapmadığı ve çılgın şeylere açığım.

Annen Boşnak, baban Bulgar göçmeni; Türkiye’de yaşamasaydın nerde yaşardın?
Denizi ve sıcağı çok seven bir insan olarak Amerika’da yaşamayı isterim. Los Angeles’ı çok sevdim tam benim kafama uygun, sahil kasabası gibi çok hareketli yerleri de var, insanlar çok rahat. Bir de Barcelona’yı çok seviyorum. Hiç gitmedim ama araştırdığım kadarıyla bana uyan bir yer. İtalya’nın güney kısımları olabilir. Soğuk yerlerde yaşamayı tercih etmem.

Estetikli kadınlar hakkında ne düşünüyorsun? Estetiğe karşı mısın?
Doğal güzellikten yanayım. Çirkin bulduğum bir yerim yok ama olsaydı da yaptırmayı düşünmezdim. Büyük konuşmayım belki de ihtiyaç duyabilirdim.

Oynadığın karakter için saçlarını, kaşlarını boyatman gerekirse?

Her şeye tamamım. Oyunculuk yapıyorum, sadece yakışıklı ya da düzgün bir tip olarak yapmak istemiyorum, rolden dolayı kılıktan kılığa girerim.

Canlandırdığın karakter gereği, dudaklarına botoks yapılmasına izin verir misin?
Kalıcı değilse, geri dönüşü olacaksa rolüm için dudağıma yaptırırım.

“Enerjimin yüksek olduğuna inanıyorum”

Kendini yakışıklı buluyor musun?
Enerjimin yüksek olduğuna inanıyorum. Yakışıklılık göreceli bir kavram, kimine göre yakışıklıyımdır kimine göre değilimdir. Kendimle barışığım, karizma yakışıklılıktan önemlidir bence.

Boş vakitlerinde ne yaparsın?

Yoğun çalışıyoruz, haftanın altı günü çalışıyorum. Bazen gün içerisinde üç dört saatlik boşluklarımız olabiliyor. Gün içi boş oluyor, gece çalışabiliyoruz, sabahladığımız günler oluyor. Hobilerim var, araya sıkıştırıyorum. Mesela balık tutmayı seviyorum, ormana yürüyüşe gitmek, ormanda bisiklet sürmek gibi, kendime vakit ayırıyorum.

İçki kullanıyor musun?
Çok özel davetlerde kullanıyorum. Zaten tempodan dolayı bünyem çok yorgun olduğu için zor oluyor.

Spor yapıyor musun?

Evet, haftanın dört beş günü diyemem ama vakit buldukça spor yapıyorum. Kortizon gibi iğneler kullanmıyorum. Vücudumu formda tutmaya çalışıyorum. Kas kitlemi büyütmeye ya da daha kaslı olmaya çalışmıyorum, sadece olduğum formu koruyorum.

Beğendiğin dizi ve oyuncular kimler?
Karadayı dizisini severek izliyorum. Kendi şirketimizin dizisi. Çetin Tekindor’u Kenan İmirzalıoğlu’nu beğeniyorum, izlemekten keyif alıyorum.

Kendi dizine rakip gördüğün dizi var mı?
Bizim dizi (Med Cezir) çok farklı bir konsept. Şu anda bu kategoride başka dizi yok. Her kesime hitap ediyor. Hem genç kısmın hikâyesi var hem de büyüklerimizin (Barış Falay) ve diğer oyuncuların farklı hikâyeleri var. Hem gençler hem de büyükler tarafından izleniyoruz. Rakip olarak gördüğüm bir dizi yok.

Bu güzel röportajda Çağatay Ulusoy, çok samimi ve dobra dobra cevaplar vermiş. Ayrıca bu güzel röportajı yapan, HaberVesaire’den Nil Atila’ya da çok teşekkür ederim. Çağatay Ulusoy Medcezir’de çok takdir ettiğim başarılı bir oyuncu olması nedeniyle, Sayın Nil Atilla’nın hoşgörüsüne sığınarak blok sayfamda yer verdim.

Saygılar ve sevgiler.

Abdurrahman Balcılar

Twitter: abdurrahman balcılar@abbalcilar

Mail : ab.balcilar@hotmail.com

Blog: milliyet.com.tr/cansever

Blog: balcilar-blog.com

 

Not: Görsel ve HaberVesaire’den Nil Atilla’nın röportajından alınmıştır.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir