Çağatay Ulusoy Nereye Koşuyor? – 5

Sinema

 

Bugüne kadar, “Çağatay Ulusoy Nereye Koşuyor?” başlığı altında dört yazı yazdım. Şimdi de, beşincisini yazıyorum.

Evet; ÇAĞATAY ULUSOY NEREYE KOŞUYOR?

Hürriyet Köşe yazarı Cengiz Semercioğlu’nun Çağatay Ulusoy hakkında dünkü köşesinde “Sağlığın mı önemli Oscar kazanmak mı?” başlıklı yazısını biraz üzüntü, biraz da hayretle okudum. Geniş örneklerle anlatmış.

Sayın Semercioğlu, birtakım açıklamalardan sonra yazısını şöyle devam ediyor.

Aynen şöyle diyor;

“Neyse gelelim şu oyuncuların rol için kilo alma sevdasına… 

Ne yazık ki bizim oyuncular bunu hâlâ büyük bir oyunculuk sınavı ve başarısı olarak görüyorlar.

Tıpkı gösteri devam eder saçmalığındaki gibi bu kilo alma işini de mesleklerini kutsamak için fazlasıyla kullanıyorlar.

Malum Çağatay Ulusoy, Türk güreş tarihinin efsane ismi Koca Yusuf’u canlandıracağı film için kilo almaya başladı.

Tığ gibi Çağatay gitti, yanakların dolduğu, göbeğinin şiştiği, vücudun hantallaştığı şişko bir Çağatay geldi.

Bunu neden yapıyor?

Koca Yusuf’u hakkıyla canlandırabilmek için. “Rolü için 30 kilo aldı” alkışlarını alabilmek için.

Şaka mısınız arkadaşlar siz?

Hangi rol bir oyuncunun sağlığından daha önemli olabilir ki?

30 kilo alacak, sonra o 30 kiloyu verecek ve sağlığı bundan etkilenmeyecek ha?

Şimdi diyecekler ki diyetisyenler var, doktor kontrolünde kilo alıyor filan…

Geçiniz efendim…

Bütün uzmanlar hızla alınan ve daha sonra verilen kilonun metabolizma üzerinde telafisi mümkün olmayacak bozukluklara yol açabileceğini söylüyor.

Bırakın uzmanları, elimizde canlı örnek var.

“Deliha” için 22 kilo aldı, “Görümce” için zayıfladı, “Deliha 2” için yeniden aldı, Gupse’nin sağlığı gitti.

Sonra da, “Bunu yapmam cahilce bir hareketti” diye itirafta da bulundu.

Şimdi Çağatay 30 kilo alacak, ardından yine bu kiloları verecek?

Bir kere daha soruyorum; hangi rol insanın sağlığından kıymetlidir?

Koca Yusuf’la Oscar alsa ne olur Çağatay?

Bundan sonraki hayatını şeker ya da kalp hastası olarak sürdürme ihtimali ortada dururken…

Ayrıca günümüz teknolojisinde bu tür oyunculuk gösterişlerine hiç gerek yok arkadaşlar…

New York’a adım atmadan stüdyo ve bilgisayar teknikleriyle bir New York filmini çok rahat çekebileceğiniz…

Binlerce makyaj tekniğiyle kılıktan kılığa girebileceğiniz bir çağda yaşıyoruz.

Ne tesadüftür ki bu rolü oynamak için 20 kilo almak, hamburgerler patatesler yiyip kalp sağlığını tehlikeye atmak usta oyuncunun aklına bile gelmedi!

200 saat süren, (yanlış okumadınız iki yüz saat) makyaj yapıldı Gary Oldman’a ve Churcill’in kopyası oldu.

Gitti bir de o rolüyle 2018’de “En İyi Erkek Oyuncu” Oscar’ını kazandı.

Kimse de “Yahu sen nasıl oyuncusun, kilo bile almadın” demedi.

Bu çağda hâlâ 80’lerin 90’ların oyunculuk refleksleriyle hareket etmek, bundan alkış beklemek doğru değil…

Koca Yusuf’la Oscar alarak değil ama belki de tarihe “rolü için son kilo alan oyuncu olarak” geçebilir Çağatay…”

Sayın Semercioğlu’nun yazısının tamamını okumak isteyenler (csemercioglu@hurriyet.com.tr) sitesinden okuyabilirler.

Bu noktada ben de bir şeyler söylemek istiyorum.

Cengiz Semercioğlu’nun söylemlerine aynen katılıyor, aşırı kilo alıp-vererek sağlığına zarar gelmesini asla istemem. Ben Çağatay Ulusoy‘u ilk dizisinden bu yana 8 senedir takip ediyorum. Kendisini çok iyi tanır, oyunculuğunu bilirim. 8 yıldır dizleri, sinema filmleri hakkında Milliyet Blog’da 665 yazı yazdım. Yerine göre destek oldum, yerine göre tenkit ettim, beğendiğim rol ve oyunculuğunu da hep övdüm, teşvik ettim.

Ulusoy, bundan önceki dizilerinde “İçerde” dizisinde rolü gereği saçını üç numaraya vurdurdu. Hakan: Muhafız dizisi için sıfır numara kazıttı.

 

Bunlar gayet normal saç kökü onda 2 ayda uzar. Ama sağlık öyle değil, almak da zor, vermek de… Pehlivan olarak ‘Koca Yusuf‘un kilosunda aynen olamasına gerek yok. Güreş öncesi kantara mı çıkacak! Ha 10 kilo fazla, ha 5 kilo eksik hiç fark etmez. 30 kilo almasına gerek yok. Film ya da bilgisayar hileleri ile bu sorun giderilebilir. Tip ve kilo olarak birebir olmana gerek yok.. Sen rolün hakkını veren bir oyuncusun, ödül mutlaka gelecektir.

Sevgili oğlum Çağatay, oyunculuğun tamam, senaristliğine de eyvallah, yönetmenliğine de öyle… Lütfen kendi sağlığın ile oynama… Ben senin başarılı olacağını ve azmini biliyor, yürekten inanıyorum. Her gün sevenlerinden onlarca Tweet alıyorum, seni seviyorlar, başarılı olacağını kalben inanıyor ve destekliyorlar.

Daha önce sorduğum soruyu yine soruyorum.Çağatay Ulusoy Nereye Koşuyor?Cevap; Başarıya,

sağlığını bozmaya değil…

Saygılar ve sevgiler.

Abdurrahman Balcılar

Twitter : abdurrahman balcılar@abbalcilar

Mail : ab.balcilar@hotmail.com

Blog: blog.milliyet.com.tr/cansever

Şahsi Blog: Abdurrahman Balcılar Blog Sayfası

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir