Muhteşem Yüzyıl Kösem’in 25.Bölümünde Kösem Sultan, kocası Ahmed’ten boşalan koltuğa kendi oğlu şehzade Osman yerine, Şehzade Mustafa’yı kendi elleri ile tahta oturttu. Tabiri yerindeyse kendi iyi niyetinin kurbanı oldu. Mustafa’nın annesi valide sultan Halime, Kösem’i eski saraya Safiye Sultan’ın yanına gönderdi.
Sultan Ahmed Kösem’in kollarında hayata veda etti. Kösem Sultan Ahmed’in ölümünü herkesten saklar. Kösem, kocasının kardeş katili olmaması tezinden yola çıkarak, ölen kocası Ahmed yazmış gibi bir fermanı kendi elleri ile yazar. Derhal divanı toplar. Mührünü bastığı fermanı, paşalara okutur. Amacı evlatlarını koruyabilmektir.
Eski kanunlara karşı gelerek; Ben Kösem, irademdir, yüzlerce yıllık teamül son bulacak, bundan böyle korku yerine huzura, nefret sevgiye, keder saadete bırakacak. Tüyü bitmemiş bir günah şehzadelerinin tabutları çıkmayacak bu sarayın kapılarından. Ben kösem; irademdir, akan kanın durmasını sağlayacağım. Kardeşin kardeşe kıymasını bir son vericem. Yeni bir yol açıcam, yeni bir ufuk. Rehberlik edicem, kaderleri değiştirecem. İrademdir, rahmetli hünkarıma verdiğim sözü tutup onun emanetine sahip çıkıcam. Bu devleti koruyacağım. Ben artık Sultan Ahmed değil, devlet-i Aliye ile nikahlıyım. Diyerek, divanda “Ekber ve Erşed” kuralının geçerli olduğu açıklar.
İmparatorluğun yüzlerce yıllık veraset sistemi değiştirilir ve taht babadan oğula değil şehzade Mustafa’ya geçer. Halime Sultan ile ittifak yapan Kösem, şehzade Mustafa’yı tahta çıkarıyor.
Sultan Mustafa tahta çıkar çıkmaz Halime yaptıkları anlaşmayı bozar. Kösem Sultan eski saraya sürgün edilirken, Kösem’in çocukları kafese kapatılıyor. Şehzade Osman başlarına gelen felaketten Kösem’i sorumlu tutar. Anne oğul arasında büyük bir gerilim yaşanır.
Padişah olan Mustafa’nın garip halleri devam eder. Zihin arkadaşı Pirhan Ağa ile devamlı konuşur. Annesi Halime Sultana zindana atılmasını emrederek, garip tavırlarını devam eder.
Bu onun çocukluğundan beri gelen hep ağabeyi Sultan Ahmed tarafından öldürüleceği korkusu ile yaşamış, bu nedenle akli dengesini kaybetmiştir.
Diğer taraftan Safiye Sultan, oğlu İskender’in sağ olduğundan habersiz, mezarını Ayasofya’ya taşıtmak için Halime Sultandan izin alamaz. Gizlice mezarı açtırır. Boş olduğunu görünce o da oğlu Şehzade İskender’in sağ olduğunu anlar.
Zülfikar Sultan Ahmed’in ölüm fermanına rağmen kendi yetiştirdiği İskender’i katletmemiş, bu sırrı padişahtan bile gizli tutmuştur.
Zülfikar İskender’e buralardan gitmesini ve kendisini unutturmasını yeni bir hayat kurmasını öğütler. Annesi Safiye Sultan ve kardeşi Hümaşah Sultan’ın yaşadığını bilmediklerini söyler.
Kapatıldığı kafesten kaçmaya çalışan Osman büyük bir tehdit altındayken, Kösem ölümle burun buruna geliyor. Şehzade Osman ise kendi hakkı olan tahta amcasının geçmesini hazmedemez. Kösem’in kendisine güvenmediğini düşünen Osman büyük bir hayal kırıklığı yaşar.
Hapis hayatına tahammül edemeyen Osman, kardeşi Mehmet ile yumruk yumruğa kavga eder, saraydan kaçmaya çalışır. Ama başaramaz.
Şehzadelerin kafese kapatılması asker ve paşaların isyanına neden olur.
Kösem Sultan kendisine yakın paşalarla bir toplantı yapar. Amacı Mustafa’yı tahttan indirmek, kendi oğlu Osman’ı yerine çıkarmaktır. Ağalara talimatı verir, şehzade Mustafa tahtan inecek, Şehzade Osman tahta çıkacaktır. Hazırlıklarınızı yapın diye talimat verir. İlk ulüfe merasiminde Sultan Mustafa tahttan inecek, yerine şehzade Osman çıkacak.
Kırım Hanı Mehmet Giray Han, Kösem Sultan ile görüşmek ister. Amacı ona yardım etmektir. Kösem, Sultanımıza defalarca ihanet etmiş bir hainin yardımına ihtiyacım yok.
Köşeye sıkışan Halime, oğlunun iktidarını korumak için Kösem’in ölüm emrini verir.
İyi bir nişancı ile suikast planlar. Yaydan fırlayan ok, Kösem’in kalbine doğru yola çıkar. Ve bu anda 25.bölüm sona erer.
Şimdi ne olacak? Kösem atılan oktan yara almadan kurtulabilecek mi? Yoksa Mehmet Giray Han Kösem’i ölümden mi kurtaracak?
1617 yılında tahta çıkan Mustafa 96 gün sonra tahtan indirilecek, yerine şehzade Osman tahta çıkacaktır. Ancak önümüzdeki hafta 12 Mayıs akşamı 26.Bölümde sezon finali olacağı söylenmişti. Merakla bekliyoruz?
Saygılar ve sevgiler.
Abdurrahman Balcılar
Twitter: abdurrahman balcılar@abbalcilar
Mail : ab.balcilar@hotmail.com
Blog: blog.milliyet.com.tr/cansever
Blog: balcilar–blog.com